Yerel seçimlere beş aydan biraz daha fazla zaman kaldı. Siyaset arenası şimdiden hareketlenmeye başladı bile. Bu seçimler için hesabı olanlar birer birer ortaya çıkmaya başladılar.

Siyaset, bir yönetme sanatıdır. Vizyon sahibi olmadan, yani geleceğin resmini hayal etmeden yapılan siyasetin kimseye faydası olmaz. Birilerinin tayini veya nakillerini gerçekleştirmek, eş dost akrabaya rahat imkânlar sunmak, bir siyasetçinin asli görevi olmamalıdır. Kafalarında, yapmak istedikleri plan projeleri üretmeden, bölgemizin ve bölgemizde yaşayanların geleceğini hayal etmeden bu görevlere talip olmak hiç de etik değildir. Sadece parti genel merkezlerinde birkaç görüşme ile bu görevlere gelebileceğini düşünmek ne kadar yanlışsa bu duruma meydan vermek de o kadar yanlıştır. Böyle durumlarda bölgede yaşayanların kazanacağı hiçbir şey olmadığı gibi, geleceğinin de karartılması söz konusudur. Sağduyulu kişilerin, kanaat önderlerinin bu durumlara müsaade etmeleri de mümkün değildir. Hepimiz bu geminin içindeyiz. Gelecek nesillerimiz de bu gemide kalmaya devam edecekler. O halde herhangi bir kişiden çekinmemiz söz konusu bile değildir.

  Özellikle kamu hizmetinde bulunanların, eğer seçilemezlerse görevlerine geri dönmelerinin önlenmesi gerekiyor. Nice bürokratlar görüyoruz ki devletin zamanını, sekretaryasını, masasını, odasını, kırtasiyesini helal haram demeden kendi siyasi hedefleri için kullanıyorlar. Seçimlere üç ay kala da güya istifa ederek seçimlere katılıyorlar. Seçimler bittikten sonra da en kötü ihtimalle eski görevlerine geri dönüyorlar. Peki, bir esnaf, kendi bürosunu kurarak yaşamını sürdürmeye çalışan bir mühendis veya girişimci, siyaset yapmak isterse, seçimlere bürokratlar karşısında neden 3-0 geriden başlamak zorunda kalıyor. Aday olacak bürokratlar da, seçilemedikleri takdirde en az üç yıl devletten herhangi bir görev alamamaları gerekir ki adalet sağlansın. 

  Bir de görevi gereği, devletin imkânlarını hizmet olarak halka aktarma işinde çalışanlar, bu hizmetleri yaparken sanki kendi imkânlarını vatandaşa sunmuş gibi reklamlarını yapıyorlar. Sizin muhtaçlara yardım yapmak imkânınız olsa da, birini bu yardımlarınızı ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak için görevlendirseniz ve bu kişinin maaşını ayrıca ödeseniz, yapılan bu yardımları siz mi yapmış olursunuz, maaşlı çalışan kişi mi? Adam suyun menbağında oturmuş da gelen geçene bir tas su veriyor. Bu hizmetlerinin karşılığını da maaş olarak alıyor zaten. Meccanen yapmıyor ki! Orada kim otursa aynı görevi yapacak zaten. Biz seçmenler olarak, bu tür şarlatanlara da meydan vermememiz gerekir.

Siyasette kendilerine yer bulmak isteyenlerin bazıları gerçekten hizmet etmek, bazıları haklarında açılan yüz kızartıcı suçlarından dolayı dokunmazlık zırhına bürünerek yargılanmayı geciktirmek, bazıları da seçilemese bile daha iyi mevkilere atanmak, daha üst makamlar bulabilmek hevesindeler. Bir de kendilerinin gelecekte milletvekilliğine veya belediye başkanlığına seçtirmek isteyenler, şimdiden kendilerini destekleyecek olanlara yatırım yapıyorlar. Herkesin bir planı olabilir. Ancak gerçekleşecek olan yegâne plan rabbimizin planıdır.

  Daha mutlu yarınlar için kalın sağlıkla...