YAZARIN SAYFASI | |||
Evrim Aldatmacası | |||
![]() Sınıfımızın duvarında taş devri, Kabataş devri, cilalı taş devri başlığı altında güya maymundan insana geçiş evrelerini gösteren resimler vardı. Bizim dönemimizden sonra bu yanlışın düzeltildiğini, bilimsel olarak çökmüş bir teori olarak anlatıldığını veya tamamen kaldırıldığını söylemeyi çok isterdim bu konuyu anlatmamın sebebi liseye giden ablamın kızının evrim teorisini anlatan tarih öğretmenine nerdeyse inanması! ... Maalesef 8. sınıf ve lise tarih coğrafya ve biyoloji kitaplarında hala bu teori bilimsel gerçekmiş gibi anlatılıyor. elbetteki bu görüş anlatılsın ama gerçek olmadığıda vurgulansın Bilindiği üzere Darwin zamanında elektron mikroskobu henüz bulunmamıştı .Darwin hücreyi içi su dolu baloncuk olarak biliyordu. Dr. Mendel'in kalıtım çalışmalarıyla genetik bilimde yeni bilgiler bulundu, günümüz teknolojisinde ise hücrenin son derece kompleks bir yapıda olduğu hatta NewYork şehrinden daha karışık ama bir o kadarda mükemmel işleyen bir yapıda organellere sahip olduğu görülmüştür. DNA her canlıya özgü şifreler içeren bir bilgi bankasıdır. *** Harun Yahya'nın Evrim Aldatmacası kitabından örnek verelim: Evrim Bir Aldatmacadır! *** Evrim teorisini geçersiz kılan daha pek çok bilimsel gerçek vardır. Evrim teorisi, sadece materyalist felsefenin yaşatılması için savunulan, bilim maskesine büründürülmüş bir aldatmacadır. Bilime değil, beyin yıkamaya, propagandaya ve sahtekârlıklara dayanan bir aldatmaca... Öncelikle bazı temel gerçekleri şöyle özetleyebiliriz: *** Evrim Teorisi İlk Aşamada Çökmüştür! *** Evrim teorisi daha temelinden çökmüş bir teoridir. Çünkü evrimciler henüz canlılık için gerekli olan tek bir proteinin bile oluşumunu açıklayamamaktadırlar. Olasılık hesapları, fizik ve kimya formülleri yaşamın rastlantılarla doğmasını imkânsız kılmaktadır. Daha ortada tesadüfen meydana gelebilecek tek bir protein yokken, bu proteinlerin milyonlarcasının tesadüflerle bir düzen içinde birleşerek canlı hücresini oluşturmaları, bu hücrelerin yine tesadüflerle trilyonlarcasının oluşup bir araya gelerek canlıları, bu canlıların balıkları, balıkların karaya çıkarak sürüngenleri, kuşları ve memelileri oluşturmaları ve böylece yeryüzündeki milyonlarca farklı türün meydana gelmesi sizce makul ve mantıklı bir iddia mıdır?.. Sizce olmasa bile, evrimciler böyle bir masala gerçekten inanmaktadırlar. *** Ancak bu yalnızca batıl bir inançtan ibarettir. Çünkü ortada bu hikâyelerini doğrulayacak tek bir kanıtları dahi yoktur. Ne yarı balık-yarı sürüngen, yarı sürüngen-yarı kuş gibi ara formları bulabilmişler, ne de son derece gelişmiş laboratuarlarda bir proteinin, hatta proteinin yapısındaki tek bir amino asit molekülünün dahi ilkel dünya adını verdikleri şartlarda oluşabileceğini ispatlayabilmişlerdir. Tam tersine, evrimciler bütün bu çabalarıyla, evrim gibi bir sürecin yeryüzünün hiçbir döneminde yaşanmadığını ve yaşanamayacağını bizzat kendi elleriyle ortaya koymuşlardır. *** Evrim Teorisi Gelecekte de doğrulanamaz! Bu durum karşısında evrimci bilim adamlarının tek avuntuları bilimin zamanla bu açmazların cevabını vereceği hayalidir. Oysa bilimin, milyonlarca sene geçse de bütünüyle mantıksız ve temelsiz bir iddiayı kanıtlaması söz konusu olamaz. Aksine, gelişen bilim böyle bir iddianın gerçek dışılığını, giderek daha net ve açık bir şekilde ortaya koyar. *** Nitekim bugüne kadar da böyle olmuştur: Örneğin canlı hücresinin yapısının ve fonksiyonlarının detayları keşfedildikçe, hücrenin, Darvin zamanındaki ilkel bilim düzeyinde sanıldığı gibi, rastlantılar sonucu oluşabilecek kadar basit bir yapı olmadığı çok daha kesinlik kazanmıştır. Durum bu kadar açıkken, yaratılış gerçeğini inkâr edip, hayatın kökenini hiçbir mantığı olmayan rastlantılara dayandırmak ve bunu ısrarla savunmak, insanı ileride çok küçük düşeceği durumlara sokabilir. Evrim teorisinin içyüzü, her geçen gün daha çok su yüzüne çıktıkça, kamuoyu bu gerçekleri gördükçe, evrimin gözü kapalı fanatik savunucuları, çok değil birkaç sene içinde insan içine çıkamayacak bir konuma geleceklerdir. *** Ara-Geçiş Formları ÇıkmazıBu iddiaya göre geçmişte, balık özelliklerini hala taşımalarına rağmen, bir yandan da bazı sürüngen özellikleri kazanmış olan yarı balık-yarı sürüngen canlılar yaşamış olmalıdır. Ya da sürüngen özelliklerini taşırken, bir yandan da bazı kuş özellikleri kazanmış sürüngen-kuşlar ortaya çıkmış olmalıdır. Bunlar, bir geçiş sürecinde oldukları için de, sakat, eksik, kusurlu canlılar olmalıdır.Eğer gerçekten bu tür canlılar geçmişte yaşamışlarsa bunların sayılarının ve çeşitlerinin milyonlarca hatta milyarlarca olması gerekir. Ve bu ucube canlıların kalıntılarına mutlaka fosil kayıtlarında rastlanması gerekir. Çünkü bu ara geçiş formlarının sayısının bugün bildiğimiz hayvan türlerinden bile fazla olması ve dünyanın dört bir yanının fosilleşmiş ara geçiş formu kalıntılarıyla dolu olması lazımdır. Darvin, Türlerin Kökeni'nde bunu şöyle açıklamıştır:Eğer teorim doğruysa, türleri birbirine bağlayan sayısız ara-geçiş çeşitleri mutlaka yaşamış olmalıdır... Bunların yaşamış olduklarının kanıtları da sadece fosil kalıntıları arasında bulunabilir.Ancak bu satırları yazan Darvin, bu ara formların fosillerinin bir türlü bulunamadığının farkındaydı. Bunun teorisi için büyük bir açmaz oluşturduğunu da görüyordu. Bu yüzden, Türlerin Kökeni kitabının 'Teorinin Sorunları' (Difficulties on Theory) adlı bölümünde şöyle yazmıştı: Eğer gerçekten türler öbür türlerden yavaş gelişmelerle türemişse, neden sayısız ara geçiş formuna rastlamıyoruz? Neden bütün doğa bir karmaşa halinde değil de, tam olarak tanımlanmış ve yerli yerinde? Sayısız ara geçiş formu olmalı, fakat niçin yeryüzünün sayılamayacak kadar çok katmanında gömülü olarak bulamıyoruz... Niçin her jeolojik yapı ve her tabaka böyle bağlantılarla dolu değil? Jeoloji iyi derecelendirilmiş bir süreç ortaya çıkarmamaktadır ve belki de bu benim teorime karşı ileri sürülecek en büyük itiraz olacaktır. Darvin'in bu büyük açmaz karşısında öne sürdüğü tek açıklama ise, o dönemdeki fosil kayıtlarının yetersiz olduğuydu. Darvin, fosil kayıtları detaylı olarak incelendiğinde, kayıp ara formların mutlaka bulunacağını iddia etmişti. Evrimciler Darvin'in bu kehanetine inanarak, 19. yüzyılın ortasından bu yana dünyanın dört bir yanında hummalı fosil araştırmaları yaparak bu ara geçiş formlarını aradılar. Oysa büyük bir hırsla aranan bu ara geçiş formlarına asla rastlanamadı. Yapılan kazılarda ve araştırmalarda elde edilen bütün bulgular, evrimcilerin beklediklerinin aksine, canlıların yeryüzünde birdenbire, eksiksiz ve kusursuz bir biçimde ortaya çıktıklarını gösterdi. Evrimciler, teorilerini kanıtlamaya çalışırlarken, onu kendi elleriyle çökertmişlerdi. Ünlü İngiliz paleontolog (fosil bilimci) Derek W. Ager, bir evrimci olmasına karşın bu gerçeği şöyle itiraf eder: Sorunumuz şudur: Fosil kayıtlarını detaylı olarak incelediğimizde, türler ya da sınıflar seviyesinde olsun, sürekli olarak aynı gerçekle karşılarız; kademeli evrimle gelişen değil, aniden yeryüzünde oluşan gruplar görürüz. Harun Yahya'nın Evrim Aldatmacası kitabını online okuyabilir, Facebook, Twitter gibi sosyal ağlarda paylaşabilir, bilgisayarınıza indirebilir, ödev ve tezlerinizde kullanabilir ve siteyi referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin site ve bloklarınızda yayınlayabilir ve kopyalayıp, çoğaltabilirsiniz. |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2013-10-23 | |||
|
|||