Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 30 Ekim 2013
Ahmet LAZ
Ahmet LAZ kimdir?
1956 da Kilis'te doğdum. İlk orta ve lise eğitimimi Kilis'te, Lisans eğitimimi de Hacettepe Ünv. Matematik mezunu olarak Ankara'da tamamladım. Afşin/Elbistan termik santral montajında planlamacı, Türkiye Diyanet Vakfında Bilgi İşlem Müdürü, Kendi işimde ise yönetici olarak Bilgisayar ve Yazarkasa sektöründe çalıştım. Emeklilik hayatımı Kilis'te yaşıyorum. Yerel Kilisinsesi gazetesinde ( www.kilisinsesi.com.tr ) yazıyorum.
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Değiştik, Gelişiyoruz...
Zamanının büyük kısmını dar bir bölgede yaşayarak geçiren insanlar, değişimin pek de farkına varamazlar. Her gün boy aynasının karşısında kendini seyretmek; başka bahçeleri gezip görmeden, uzun süre küçük bir bahçe içinde çiçeklerle ilgilenmek de çevrenin ve gelişiminin farkına varamamak demektir. Arada bir eski albümleri açtığımızda, yıllar öncesinin hatıralarını birer birer gözden geçirdiğimizde, çevremizdekilerin ve kendimizin nasıl bir değişim içinde olduğumuzu daha iyi kavrayabiliriz. Uzun zaman görmediğimiz bir tanıdığı, görür görmez verdiğimiz tepki, dünyadaki değişimin de gerçek bir ifadesidir.

Gerçek durumumuzu, geçmişteki durumlarla karşılaştırmadan da anlayamayız. Plazma dönemini yaşayan; S3,S4 gibi kavramlarla büyüyen gençliğe, gri tonlardaki televizyon görüntüsünün nasıl olduğunu, bir zamanlar evinize sabit bir telefon bağlatabilmek için on yıldan fazla beklemek zorunda olduğunuzu, şehirler arası ana yollarımızda bile virajları karşıdan gelenlerle aynı anda paylaşamadığınızı anlatmak, denizdeki balığa uzayı anlatmak kadar zordur. Artık kanalizasyonları olan köylerimizde yol, su ve elektriğin hayal bile edilemediği dönemleri anlatsanız da anlayamazlar. Bütün bu gelişmelerin yanında, bugün doğalgaz kullananlara tüp kuyruklarını, şeker, mazot kuyruklarını, taşıma sularla kaynayabilen ocakların, yıkanan bulaşıkların dönemlerini izah etmek o kadar zor ki. Ama o günleri bilmeden de, bu günlerin kıymetini anlamak mümkün değil. Hangi değişimlerden sonra, gelişimleri nasıl yakalayabildiğimiz, ancak geçmişin yokluk günlerini ve o günleri bizlere yaşatanları hatırlamamızla ortaya çıkar.

Gelişmek için Süleyman Demirel'i, Bülent Ecevit'i, Tansu Çiller'i, Mesut Yılmaz'ı, Devlet Bahçeli'yi, A. Nejdet Sezer'i milletçe reddettik. Onların beslediği 28 Şubatın hainlerini, çetelerini ellerimizin tersiyle iteledik. Cem Uzan, Yahya Demirel gibi dolandırıcıların enselerine bindik. Onlarca yıl bir yandan bizi utandıran, yıllarca krizlerden krizlere sürükleyen bu kişilerin yaptıkları tahribatları düzeltmekle vakit geçirdik. Bunları yapmak, gelişmemiz için gerekliydi ama yeterli değildi. Diğer yandan da, kendi savunma sistemlerimizi, yollarımızı, uydularımızı yaptık. İstikrarı yakaladığımız için artık, 2023 e ve hatta 2071 e hedefler koyabiliyor, kızıl elmaya ulaşabilmek için de dörtnala koşabiliyoruz.

Yerelde ve genelde en büyük eksiğimiz ise, prangalarını kırmış sağlıklı bir muhalefetin olmaması. Sadece ‘olmaz!', veya ‘istemezük!' çığlıkları atan, değişimi yakalayamayan, gelişmeyi ve üretmeyi düşünemeyen bir muhalefet ile karşı karşıyayız. Suçları sabit görülen mahkûmları ziyaret desteklerini sürdüren, yol için sökülerek başka yerlere dikilen ağaçlar için şuursuz eylemler yapanlara destek olan, güvenlik güçlerimize taşlarla saldıranlarla aynı saflarda duran bir muhalefet. Geleceğimiz için hiçbir fikri olmayan, gelişmeleri anlayamayan, geçmişi karanlık bir muhalefet...

Bugüne kadar ilkokul öğrencilerinin her sabah tekrar ettikleri ‘and' ın kaldırıldığından şikâyet edenlere sormak lazım. Yukarda saydığımız kişilerin hepsi de yıllarca ‘and içerek' büyüdüler. Türkiye için yaptıkları ortada değil mi? Türklüklerini, doğruluklarını, çalışkanlıklarını, vatan için kendilerini nasıl armağan ettiklerini ibretle izledik, izliyoruz. ‘Barış' ve ‘kalkınma', milletçe istediğimiz iki önemli kavramdır. Ne yazık ki, bu iki kavramı da muhalefetin gündeminde göremiyoruz.

Barış, huzur ve mutluluk dolu günler için kalın sağlıkla...


   
2013-10-24
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları
- Türkiye Anıları-II
- Türkiye Anıları -I
- Siyaset Arenası
- Eskiden Nelerimiz Vardı?
- Kur'an ve İbadetlerimiz
- Hala Amerikancı mıyız?
- Demokratikleşme Paketi
- Kadim Değerlerimiz (Ahilik)
- Spor, Siyaset ve Centilmenlik
- Türkiye'yi Büyütmek