Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 09 Kasım 2013
Gülgün GÖKTAN
Gülgün GÖKTAN kimdir?
İstanbul doğumluyum. Özel Dost Koleji ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı ve İspanyol dili ve Edebiyatı bölümlerinde öğrenim gördüm. Köşe yazarlığı, editörlük ve aynı zamanda da TV programında sohbet programları yapıyorum. Dünya genelinde farklı kitlelerin, farklı inançlardan, farklı ideolojilerden insanların yaşadıkları sıkıntıların ve sorunların çözümlerine yönelik çeşitli çalışmalar yürütüyorum. Dünyadaki tüm farklılıkların ortak noktaları esas alınarak, zıtlıklar içerisinde dahi dostça bir anlayış geliştirilebileceğine inanıyorum. Güncel, sosyal ve siyasi konulardaki çeşitli sohbet programları, köşe yazıları, sesli makaleler ve radyo programlarıyla, fikirlerimi okuyucularla ve dinleyicilerle de paylaşıyorum.
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Pozitif İnsan Olmak...
Günlük hayatımızda çevremizdeki insanların pek çoğunun sık sık hayatlarından şikayet ettiklerine, hemen her fırsatta mutsuzluklarını dile getirdiklerine şahit oluruz. Sabah kalktıkları andan itibaren evde, yolda, işte, yemekte dillerinde hep yaşadıkları sıkıntılar ve sorunlar vardır. Anne babalarından, çocuklarından, işlerinden, iş arkadaşlarından, işlerinin yoğunluğundan, maddi sorunlarından, hastalıklarından, trafikten, sokaktaki insanlardan, kısacası karşılarına çıkan her şeyden şikayet ederler.

Peki bu insanların hayatında hiç mi güzel bir şey yoktur? Sabahtan akşama kadar, hayatlarının her gününde sadece sıkıntı içinde mi yaşamaktadırlar?

Elbette ki hayatları sıkıntılardan, sorunlardan ibaret değildir. Ve elbette ki hayatlarında yüzlerce, binlerce güzellik vardır. Ancak bu kimseler hayata negatif bakarak yaşamayı tercih etmişlerdir.  Ve bu kimselerin çoğu, bu şikayet dolu hayatın ve sıkıntılarının asıl sebebinin kendileri olduğunun farkında da değillerdir.

Oysa ki bu hayat şekli, tümüyle kendi ahlaklarının bir sonucudur. İnsan dünyaya nasıl bakarsa, hayatın her detayını o şekilde görür.  Eğer görmek istediği bir güzellik olursa, bunu bulması çok kolaydır. Ama aynı şekilde eğer niyeti bir eksiklik, kusur bulmaksa; bunu da hemen o an karşısında bulur.

Bu bakış açısıyla yaklaşan bir insan çevresinde on tane güzellik, tek bir tane de eksiklik olsa, refleks olarak önce bu tek bir eksikliği algılar ve hemen sadece ona odaklanır. Diğer dokuz güzelliğin sevincini, neşesini yaşamak varken, o bu tek bir eksikliğin üzüntüsüne ve mutsuzluğuna kapılır.

İşte bu durum, insanların yaşadıkları iman eksikliğinden kaynaklanmaktadır. İman eden bir insan, bu kimselerin aksine hayatında yüzlerce eksiklik, ama tek bir güzellik olsa, hayatının sonuna kadar bu tek bir güzelliğin ve nimetin sevincini yaşar. Çünkü iman, insanın kalbine 'mutmain olma' hissini verir. Şükretmeyi, tevekkül etmeyi, hayır gözüyle bakmayı, hayırları görebilmeyi öğretir. Olaylardaki, insanlardaki türlü incelikleri, güzellikleri, hikmetleri, gizli nimetleri fark edebilmeyi öğretir. Her olay karşısında mutlak bir neşe, huzur, kalenderlik ve Allah'tan içtenlikle, sevinçle razı olma hissi verir. Allah'ı dost edinen bir insan, Dost'undan gelen her şeyin kendisi için hayır ve güzellik olduğunu bilir. Bu, zahiren bir sorun, sıkıntı ya da eksiklik gibi görünse de, Biricik Dost'unun bu olaylarda kendisi için gizli rahmetler, gizli nimetler, hayır ve hikmetler sakladığını bilir. İşte bu bakış açısı da insanın hayata daimi olarak pozitif bir bakış açısıyla bakmasını, karşılaştığı her olayı pozitif algılayabilmesini sağlar.

Dolayısıyla  her şeye 'pozitif bakmak' Müslümanın en önemli özelliklerinden biridir. Ancak bu insanın 'iyimserlik' adı altında kendini kandırdığı bir yaklaşım da değildir. Elbette ki Allah dünya hayatında, güzelliklerle eksiklikleri, nimetlerle sıkıntıları iç içe yaratmıştır. Ve her insan, dünya hayatındaki imtihanın bir gereği olarak, nimetlerle olduğu kadar sıkıntılarla da muhatap olacak ve denenecektir. Ancak Allah 'şükretmek'te bir sır yaratmıştır. Allah, sıkıntı içerisinde yaşasa bile, güzellikleri görebilen, şükredebilen, o sıkıntıların yanı sıra Allah'ın kendisi için lütfettiği hayırları, nimetleri, sürprizleri görebilen insanlara ayrı bir huzur sevinç ve ferahlık hissi verir. Sıkıntı içinde olduğunda dahi, Allah'ın kendisine olan sevgisini, rahmetini, ilgisini, lütfunu görebilmesi, ona tüm hayatını kaplayan bir mutluluk nimeti olarak geri döner. Rabbimiz bir ayetinde şöyle bildirmiştir:

"Rabbiniz şöyle buyurmuştu: 'Andolsun, eğer şükrederseniz gerçekten size artırırım ve andolsun, eğer nankörlük ederseniz, şüphesiz, Benim azabım pek şiddetlidir." (Ibrahim Suresi, 7) 


   
2013-10-29
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?