Mustafa EROL
|
|||
![]() Artvin’in Yusufeli ilçesinde 21.03.1965 tarihinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimimi Akyazı, Sakarya’da tamamladı. Ege Üniversitesi, Fen Fakültesi, Fizik Bölümü’nden 1986 yılında mezun oldu. Milli Eğitim Bakanlığı bursu ile İngiltere Lancaster Üniversitesi’nde yüksek lisans ve doktora eğitimini Yoğun Madde Fiziği üzerine yaptı. Dokuz Eylül Üniversitesi, Buca Eğitim Fakültesi’nde 1993 yılında yardımcı doçent, 1995 yılında doçent oldu ve 2001 yılından bu yana profesör olarak çalışmaktadır. Bugüne kadar yaklaşık 70 bilimsel makale ve 3 adet kitap katkısı yayınlamıştır. Ulusal ve Uluslararası kongre ve sempozyumlarda yaklaşık 65 bildiri sunmuştur. Son yıllarda özellikle “Bilinç” ve “Kuantum Fiziği” ilişkisi üzerine çalışmalar yapmaktadır. Türk Fizik Derneği İzmir Şubesi ’nin 2004 yılından beri başkanlığını yürütmektedir. 2009 yılından beri Beşiktaş kongre üyesidir. Web: http://kisi.deu.edu.tr/mustafa.erol https://twitter.com/profmustafaerol Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
Cumhuriyet Halk Partisi ve Başarısızlıklar... | |||
![]() Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) bilindiği üzere siyasi yaşamımızın tartışmasız en eski ve en köklü partisidir. Çok partili yaşamımızın başlangıcı olarak alınabilecek 1950 yılından bu yana çok sayıda siyasi parti kurulmuş, meclise girmiş hatta iktidara gelmiş ve değişik nedenlerle zaman içinde yok olmuş gitmiştir. Oysaki CHP hala siyasi yaşamını sürdürebilmektedir ve bu durum CHP için bir başarı olarak bile kabul edilebilir. Ancak nerdeyse 65 yıllık çok partili siyasi yaşamımızda CHP'nin ‘iktidar serüveni' bilindiği gibi son derece kısadır. Bu gerçek CHP açısından mutlaka sorgulanması gereken çok önemli bir konudur. Peki, CHP'nin ülke yönetiminde yeterince söz sahibi olamamasının temel nedenleri acaba neler olabilir? Bu yazımda bu konuda bazı temel tespitlerde bulunmak istiyorum. CHP'nin başarısızlıklarının en önemli nedenlerinden biri bana göre ‘parti içi çekişmeler' dir. Yaklaşık 35 yıldır izleyebildiğim kadarıyla CHP içinde tabandan tavana kadar parti içinde bulunan hemen herkes ‘parti çıkarları ve hedeflerinden ziyade bireysel çıkar ve hedeflerine' öncelik vermektedir. CHP içinde hemen herkes parti içinde bir koltuk elde etme sevdasıyla adeta yanıp tutuşmakta ve diğer tüm unsurları adeta yok saymaktadır. Bunun bugün yaşanan canlı örneği yaşanmakta olan Sarıgül olayıdır. İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı için hala CHP yönetimi ile Sarıgül arasında anlamsız, gereksiz ve partiye zarar verici bir kısır çekişme ve inatlaşma tüm kamuoyunun gözleri önünde gerçekleşmektedir. Sarıgül inatla ‘ihraç edildiği' partinin kendisini davet etmesini ve İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı için aday göstermesini beklerken, CHP yönetimi de Sarıgül'ün CHP kurumsal kimliğine saygı duyarak resmen başvurmasını ve talebini ifade etmesini bekliyor. Bu özel konuda Sarıgül'ün kesinlikle yanlış davrandığını ve CHP kurumsal kimliği karşısında gereken hareketi mutlaka yapması gerektiğini düşünüyorum. ‘Benim CHP'ye değil, CHP'nin bana ihtiyacı var' yaklaşımı asla kabul edilemeyecek bir davranıştır. Halkın önünde gerçekleşen böylesine anlamsız ve gereksiz çekişmeler CHP'nin bana göre halktan uzaklaşmasının ve yeterli başarıyı yakalayamamasının en önemli nedenlerinden biridir. CHP başarısızlığının bir başka çok önemli nedeni de yaşanmakta olan ‘lider sorunu' dur. CHP ne yazık ki partiye gerçek anlamda liderlik yapabilecek, parti politikalarını halka ulaştırabilecek, donanımlı, halkın tereddütsüz güven duyabileceği ve arkasından gidebileceği karizmatik bir lider çıkaramamıştır. CHP deki lider sorununun temelinde de yine aslında parti içi çekişmeler çok büyük rol oynamaktadır. Ancak bu noktada mevcut siyasi partiler ve seçim yasalarının da etkilerinin olduğu rahatlıkla söylenebilir. Yeni liderlerin yetişebilmesi için parti içindeki donanımlı ve istekli genç nesillerin önü mutlaka açılmalı ve desteklenmelidirler CHP başarısızlığının bir başka çok önemli sebebi bana göre halkın büyük bir çoğunluğunun büyük önem verdiği ‘inanç hassasiyetine' yeterince ve gerektiği gibi önem verilememesidir. Parti felsefesi ve politikaları da göz ardı edilmeden halkın inançlarına ve değerlerine çok daha saygılı olunmalı ve halkın inançları dikkate alınarak siyaset yapılmalıdır. Aksi halde halkın gözündeki ‘yetersiz, lidersiz, belirsiz ve inançsız' CHP imajı yıkılamayacak ve bu durum diğer siyasi partilerin ekmeğine yağ sürecektir. Neticede siyasette seçimler, fizikteki ‘birleşik kaplar ilkesi' gibi çalışır. Yani seçmen oyunu size vermiyorsa, kerhen de olsa diğer partilere verecektir. Prof. Dr. Mustafa EROL |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2013-10-31 | |||
|
|||