Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 06 Temmuz 2014
Ahmet ÇİÇEK
Ahmet ÇİÇEK kimdir?
"1980 Rize/Çayeli doğumlu, Tütüncüler Köyünden Pazarlı bir vatandaşım. Tarih alanında lisans ve yüksek lisansımı Erzurum'da tamamladım. 10 yıl kadar özel eğitim kurumlarında çeşitli kademelerde çalıştım. Şimdi Başbakanlık Osmanlı Arşivinde arşiv uzmanı olarak görev yapmaktayım. 2007'de evlendim. Ömerasaf adında bir oğlum var. 1999'da "Aşkın Yeni Ufukları" adıyla ilk şiir kitabım, 2011'de "Beyaz Kıvılcım" adıyla ikinci şiir kitabım yayımlandı. Kağıt kalemle aram iyidir, 2000'den bu yana çeşitli yayın organlarına köşe yazarlığı yapıyorum. Ayrıca Eğitim, Bilim ve Sosyal Meselelere dair birçok yayımlanmış projelerim var. Bir dönem Erzurum'da radyo programcılığı da yaptım, şiir programları düzenledim... Son olarak yoğun ve uzun uğraşlar sonunda "Saatsiz Zamanlar" adlı romanımız, mart 2013'te okurlarıyla buluştu... Hayat devam ediyor..."
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Cemaat-Dersanecilik ve AK Parti
Aslına bakılırsa bu üç camiayı da iyi bilir, tanırım. Hasbelkader içinde, kıyısında, köşesinde bulunmuşumdur.

Gülen Hareketi'nin içinde lisans dönemlerimde aktif olarak bulundum. Maneviyat ve tecrübe bakımından çok istifade etmişimdir. Ki o dönemler 28 Şubat'a denk gelir ki cemaatin manevi derinliğinin en çok meyve verdiği zamanlardı. İtaatkâr bir karaktere sahip olmayışım ve on beş günde bir Uhuvvet Risalesi'nin okunması salık verildiği halde vefa olayının çok cılız kaldığına şahit olmak gibi sebeplerle aktif çizgiden ayrılarak zaman zaman sohbetlerine iştirak edenlerden oldum. Ki yaklaşık iki yıldır da sohbetlere de katılamadım ya da katılmadım.

Kendim şu anda bu hareketin içinde olmasam da içinde çok çok değerli, samimi, fedakâr dost ve insanların bulunduğuna gönülden inanıyorum. Bir camiayla ilgili beylik laflar etmek doğru bir yaklaşım olmasa da kamuoyunun temel algısını paylaşma adına, belki faydası olur mülahazasıyla birkaç noktaya dikkat çekeceğim.

Öncelikle Gülen Hareketi, özellikle 2007'den sonra hızla siyasi bir cemaat algısına doğru kaydı. AK Parti ve Gülen Hareketi aynı havuzun suyu oldu. Hâlbuki cemaatte, siyaset kirli bir iş olarak tarif edilirdi bu bir. İkincisi evrensel bir çizgiye ulaşan bir hareketi bir parti ile sınırlandırmakla bence büyük bir hata yapıldı. Böyle bir özdeşleşme cemaati bitirir. Ki gelinen bu noktada cemaat kendi daldığı kirli suda debelenmektedir. Ülkedeki derin yapının çözülmesinde cemaatin katkıları malumdur, lakin her meseleye müdahil olma arzusu cemaati manevi kimliğinden oldukça uzaklaştırmıştır. O halde yaşananları şefkat tokadı olarak değerlendirmekte fayda var.

Cemaatin eğitim ve dersanecilikte ayrı bir yeri var. Bu konuda dünya çapında başarıları da söz konusu. Keşke AK Parti iktidarında başka meselelere bulaşacağına, hareket başladığından beri parlayan yıldızı olan eğitim sektöründe MEB'e sistem konusunda bir katkı sağlasa. Ülkenin eğitim sistemi perişan ama o cihette bir teşebbüs yok. Neden sorusunun fikrimce cevabı, asab bozucu: eğitim düzelirse dersaneciliğe gerek kalmaz. MEB düzelirse kolejlerin parlaklığı değersizleşir. Karanlıkta mum alevi bile Güneş kabilindedir.

Belli ki AK Parti dersaneciliği kaldıracağım demekle eğitimde müspet bir düzelmeyi ummuyor. Ben daha çok şöyle algılıyorum; "Sen benim siyasi alanıma müdahale eder, hatta Gezi olaylarından hoşnut olursan ben de senin alanın olan eğitime çomak sokarım. Kolejlerini kapatmadığıma dua et" der gibi bir durum dikkat çekiyor.

AK Parti açısından da sıkıntılı bir durum var elbette. Çünkü partinin neredeyse her kademesinde cemaatten etkin ve kritik kişiler var. Mesela şimdilerde Sayın Bülent ARINÇ Beyefendinin ortaya koyduğu tavır da bu minvalde değerlendiriliyor. Bu dönemde en çok sencı çeken de Sayın ARINÇ olmalı; aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık. Sayın Başbakan'ın bireysel otoritesi olmasaydı partide derin çatlaklar oluşabilirdi. Şu an öyle derin çatlaklar oluşturacağını sanmıyorum ama keyifler eski kıvamında da olmayacak gibi görünüyor.

Keşke herkes kendi kulvarında vazifesini icra etseydi de ne şiş yansa ne kebap...

Görelim Mevla'm neyler, neylerse güzel eyler...

 

   
2013-11-17
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  YORUMLAR 1 sayfada toplam 4 yorum
Feyzullah Turan
2013-11-18 18:24:58    ip: 176.41.139???
"Kafire bile kafir demekten imtina edin. Çünkü onların da hidayetine talibiz" diyen bir insanın önderliğinde gelişen hizmet hareketini siyasetle ilgilendirmek çok büyük bir haksızlıktır. Siyasetin ve siyasetçinin arzu ettiği üslubu kullanmayan hizmet gönüllülerine nefsi bir pencereden bakanlar bugüne kadar hep yanılmışlardır. Hakan fidan ve Gezi olaylarında doğruları ve yanlışları dile getirmek bu ülkenin birliğini ve dirliğini isteyen ve hakkı tanıyan her insanın öncelikli görevidir. Hizmet hareketi Ak partiden öncede vardı sonra da olacaktır. Benim kanaatimce Sayın Başbakan da bu gerçeklerin bilincinde olmalı ki; hizmet harekatından bu güne kadar hiç şikayetini dile getirmemiştir. Fikir yürütenler, sami duygular içinde iseler ellerini vicdanlarından çekmesinler. Sami olmayanlara söyleyecek sözüm, Allah ıslah etsin... Karşımızda ihanete varan yüzler varken aynı safta duran insanlar birbirleri ile olan varsa bile kavgalarını ertelemelidirler. Bizler de varsayımlarla fikir üretmekten vazgeçmeliyiz. Sevgi ve saygılarımla
.......................................................................................................................................................................
@ozcanbahadir47
2013-11-18 09:28:19    ip: 160.75.86.???
Enfes ve mutedil bir değerlendirme... Sosyolojik bir bakış açısı. Ahmet hocamı tebrik ederim.
.......................................................................................................................................................................
Feyzullah turan
2013-11-17 22:55:18    ip: 176.41.22.???
Sayın Çiçek, değerlendirmelerinize saygı duymakla birlikte, nefsi ve duygusal bakışınız, yazının ana fikrini oluşturduğunu hissediyorum. Her insanın ülkenin sorunlarında fikir söyleme hakkı olduğu gibi hizmet içinde bulunan herkesin de fikrini söyleme hürriyetini kimsenin kısıtlama hakkı olmamalıdır. kaldı ki; Ülkenin bu günlere gelmesinde ve alt yapı oluşmasında hizmetin çok büyük ve önemli katkılarının olduğunu kabul etmeliyiz. Sen cemaat çoğalsın, süt versin yün versin et versin, başka bir şey yapmasın... Güden, sulayan, doyuran birileri olsun. Cemaat bir çobana itaat etsin istiyorsun. Yanılıyorsam lütfen düzeltin... "Ne şiş yansın ne kebap" Bu söz idealist bir insanın kabul edeceği bir söz olamaz. Bu söz ancak teslimiyetçi zihniyetlere yapılan bir telkindir. Sevgi ve saygılarımla
.......................................................................................................................................................................
m çiçek
2013-11-17 17:43:32    ip: 78.166.249???
Gülen hareketi ak parti ile çok büyüdü dolaysi ile kendini güç olarak görüyor Eğitimden ziyade siyasi ağirliği on pılana çikardi dikkat edilirse Hakan fidan ve gezi olaylarinda hukumeti suçlamaya çalişti netice olarak herkes aklını başina alır da kimse zarar görmez.
.......................................................................................................................................................................
1
yazarın diğer yazıları