Ahmet SAYDIN
|
|||
Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
İlgi Çekme Çabası.. | |||
Sevmek ve sevilmek, Rabbimiz'in insanlara bahşettiği en güzel nimetlerdendir. Ancak bazı kişilerin ilgi çekmek istemelerindeki temel neden sadece itibar elde etmektir. Bu da, basit karakterli bir insanın nefsini tatmin için yaptığı bir acizlik ifadesidir. Beğenisi kazanılacak ve hoşnut edilecek tek varlık Yüce Rabbimiz, alemlerin Rabbi olan Allah'tır. Din ahlakını yaşamayan bazı kişiler, sırf insanların gözünde bir değer kazanmak, onların ilgilerini çekmek için şeytanın gösterdiği yola uyup, bu uğurda onun sinsi taktikleriyle hareket ederler. Kendilerini diğer insanlardan farklı göstererek onların ilgilerini ve sevgilerini kazanmaya çalışmalarındaki temel nedenlerden biri ise, nefislerindeki kıskançlığı, kibiri ve enaniyeti tatmin etmektir. Ancak bu konudaki fikirlerini ve taleplerini de yine şeytanın sinsi yöntemleriyle karşı tarafa hissettirmek isterler. Bunları şeytanın içten içe öğrettiği yöntemlerle ve gizli bir dille karşı tarafa ifade ederler. İnsanların İlgisini Çekmek İçin Fiziksel Görüntülerini Kullanmaları Fiziksel görüntü ve gençlik, ilgi çekmek için ön plana çıkarılan vasıfların başında gelmektedir. İnsanların ilgisini çekmek için fiziksel görüntülerini kullanan kişiler, güzelliğin veya yakışıklılığın kendilerinden kaynaklandığı yanılgısına düşerler. Bu yanlış mantığın bir sonucu olarak, kendilerine nimet olarak verilen özellikleri övünme ve ilgi çekme aracı olarak kullanırlar. Ancak gaflet içindeki bu kişilerin gözardı ettikleri bir gerçek vardır: Yüzde meydana gelebilecek bir yara, yanık ya da vücuttaki bir organın kaybı güzelliğin bozulması için yeterlidir. Bu tehlikelerin hiçbiri ile karşı karşıya kalınmasa dahi herkesi bekleyen yaşlılık gerçeği vardır. Dünyanın en güzel insanı dahi Allah'ın dilemesiyle gün geçtikçe yaşlanır ve bir süre sonra eski güzelliğinden eser kalmaz. Bu tip insanlar sahip oldukları tüm servet ve imkanları kendilerini gençleştirmeye harcasalar dahi, kaçınılmaz sonu -en iyi ihtimalle- 3-5 sene erteleyebilirler. Güzelliği Allah'ın verdiğini bilerek O'na şükretmek ve tevazulu olmak ise örnek Müslüman ahlakıdır. Kaldı ki sahip oldukları ile şımarmayan, böbürlenmeyen ve her şeyin sahibinin Allah olduğunun bilincinde olan bir kişiye Allah, Kendi Katından bir heybet ve nur verir. Böylece bir müminin üzerinde, fiziki anlamda güzel sayılan pek çok insandan çok daha etkileyici bir hal oluşur. İnsanların İlgisini Çekmek İçin Maddi İmkanları Kullanmaları Bazı kimseler de, Allah'ın kendilerine nasip ettiği maddi imkanlar için şükretmek yerine, bu nimeti, insanlar arasında bir üstünlük elde etmeye çalışarak değerlendirirler. Konuşmalarında sürekli olarak zenginliklerini ön plana çıkarmaya çalışır, bunun için sürekli bu konuyu gündeme getirmeye çalışırlar. Örneğin pahalı markalı kıyafetleri ne kadara aldıklarından, nerelerde tatil yaptıklarından bahsederler. Oysa bu insanların unuttukları şey, 'sahip oldukları tüm imkanları onlara Allah'ın verdiği'dir. Bunu unutup geçici dünya hayatında yalnızca kısa bir süre için sahip olacağı ve Allah'ın dilemesiyle tek bir anda kaybedebileceği bu imkanlarla ilgi çekmeye çalışmak son derece akılsız bir davranıştır. Nitekim müminler tüm kuvvetin ve zenginliğin Allah'ın olduğunu ve her şeyin O'nun dilemesi ile gerçekleştiğini bildikleri için kendilerine verilen maddi imkanlardan dolayı şımarmazlar. Her zaman içten ve şükredici bir tavır içinde olurlar. Yüce Allah'ın kendilerine bahşettiği malı yine Allah'ın rızasına uygun olduğu düşünülen şekilde kullanarak, Allah'ın hoşnutluğunu kazanmaya çalışırlar. İnsanların İlgisini Çekebilmek İçin 'Entel' Karakterini Kullanmaları Kendilerinin toplumun sözde aydın ve ilerici kesimini temsil ettiklerini öne süren birtakım insanlar, giyim tarzlarından saç modellerine, zevk ve alışkanlıklarına kadar tüm stilleri ile toplumun diğer bireylerinden 'farklı' oldukları imajını vermeye çalışırlar. Hikmetsiz, sonu gelmeyen ve sonuç çıkmayan karmaşık tartışmalar yapmak, ilgi çekebilmek adına uç düşüncelere sahip olmak ve bu düşünceler doğrultusunda bir hayat yaşamak onlar için büyük önem taşır. Ancak bu kişiler genel hatlarıyla ortaya koyduğumuz bu hayattan aslında hiçbir zevk alamazlar. Çünkü açıkça dile getirmeseler de bu kişiler de yaratılışlarına aykırı olan bu hayat şeklinde aradıkları mutluluk ve huzuru bulamazlar. Çünkü Allah her insanı yalnızca Kuran'da bildirdiği üstün ahlakı yaşadığında huzur bulacak ve mutlu olacak şekilde yaratmıştır. İnsanların ilgisini çekebilmek için entel bir karakter geliştirmeye çalışan bu kişilerin bilincinde olmadıkları kesin gerçek ise şudur: İnsanlara asıl şan ve şeref kazandıracak olan, Allah'ın insanlar için indirdiği hak dindir. İnsan ancak bu Kuran ahlakını yaşadığında rahat edebilir ve hayattan ancak bu ahlakı yaşadığı ve Allah'ı zikrettiği takdirde gerçek anlamda bir zevk alabilir. Bu durum bir ayette şöyle bildirilir: '... Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur.' (Rad Suresi, 28) İnsanların İlgisini Çekebilmek İçin Suni Davranışlar Sergilemeleri Bu tip insanlar, bulundukları ortamda aykırı davranışlar sergileyerek farklı görünmeye çalışırlar. Kendine özel bir hava vermeye çalışmak, neşeli samimi bir ortamda ciddi ve ağır tavır takınmak, az konuşmak ya da ciddi, konsantre olunması gereken bir ortamda dikkat dağıtıcı hareketler yapmak bu kişilerin ilgi çekebilmek için başvurdukları yapmacık tavırların başlıcalarıdır. Sıradan olaylara aşırı tepkiler vererek ilgi ve dikkat çekmeye çalışırlar. Kalabalık ortamlarda ilgi çekmek için, 'kendine meşgul havası vermek', 'hasta, rahatsız ya da sıkıntılı görüntüsü vermek', 'kasıtlı hata yapmak, olay çıkarmak', 'görmediği bir şeyi görmüş gibi anlatmak', 'kendisiyle ilgilenilmediği veya dikkate alınmadığı ortamlarda dikkat çekmek için ya da herkesten daha farklı ve özel bir ilgi görebilmek amacıyla şahsiyet gösterileri yapmak' da bu yöntemlerden bazılarıdır. Tüm bu gösterilerin temeli ise rol yapmaya dayalıdır. Bazı örnekler vermek gerekirse: Öyle olmadığı halde, şaşırmış, kızmış, sevinmiş, beğenmiş gibi davranmak, bunları belli eden mimik ve hareketler yapmak, kaşlarını kaldırmak, kaşlarını çatmak, sert bakmak, imalı bakmak, dudaklarını büzmek, gözlerini kısmak, protesto hareketleri yapmak... Örneğin, kendi de aynı fikirde olduğu halde bir konuda kasten muhalefet etmek gibi... Kuran ahlakında ise bu tip imalı hareketlerin, şeytanın etkisiyle yapılan negatif tavırların yeri yoktur. Müminlerin her konudaki ölçüsü Kuran ahlakıdır. Bu nedenle asalet, vakar, akılcı, bilinçli, ölçülü ve kontrollü tavırlar müminin zaten doğal vasfı olarak ilk bakışta dikkati çeker. Müminlerin bu özellikleri onlara manevi güzellik, heybet, asalet kazandırır ve insanlar üzerinde etki uyandırmalarına vesile olur. Doğallık ve Samimiyet İnsanı Huzurlu Yapar Kuran ahlakını yaşayan müminlerin en belirgin özelliklerinden biri tevazuları ve yumuşak huylu olmalarıdır. Müminlerin tevazusu , Allah'a karşı olan teslimiyetlerinin ve samimi imanlarının bir sonucudur. Pek çok nimetin kapısını açan, Allah'ın dünya hayatında insanlar için yarattığı güzelliklerden gereği gibi zevk almalarını sağlayan da işte müminlerin, bu tevazulu ahlaklarıdır. Müminler mütevazı kişilikleri nedeniyle, cennetteki en güzel nimetlerden biri olan sevgiyi dünyada da en derin şekilde yaşayabilen insanlardır. İman edenler bir insanın sevilecek özelliklerini tüm detaylarıyla görebilirler; kalplerindeki sevgilerini karşı tarafa tüm içtenlikleriyle gösterebilirler. Tavır ve davranışlarını Kuran ahlakına göre düzenlemeleri ve her hareketlerinde yalnızca Allah rızasını gözetmeleri, kısacası güzel ahlakları kendilerini de en çok sevilen ve ilgi gören kimseler yapar. Üstelik bu güzel ahlakları yalnızca insanlar arasında sevilmeleri ile sınırlı kalmaz, en önemlisi tüm kainatın Yaratıcısı Yüce Rabbimiz'in sevgisini kazanmayı umarlar. Kuşkusuz bir insan için en çok övünülecek sevgi ölçüsü Allah'ın sevgisini ve dostluğunu kazanmaktır. Bir ayette Allah'ın müminlere olan sevgisi şöyle haber verilir: 'Böylece Allah, dünya ve ahiret sevabının güzelliğini onlara verdi. Allah iyilikte bulunanları sever.'(Al-i İmran Suresi, 148) Elbette ki bazı kişilerin, diğer insanların ilgisini çekmek için başvurdukları tüm oyunlar ve taktikler Kuran ahlakına hiçbir şekilde uymayan, şeytanın gösterdiği yola uyularak yapıldığı için hiçbir zaman istenilen sonuçları vermeyecek boş çabalardır. Söz konusu kişiler, asıl Allah'ın sevgisini kazanmak için çabalamak gerekirken, bu şeytani girişimlerden, sessiz imalardan, sinsi oyunlardan vazgeçmedikleri takdirde büyük bir sıkıntının içine girerler. Nefsin destekçisi olan ve insanlara kötülüğü ve çirkin davranışları emretmekle görevli olan şeytan, kötülüğü yaygınlaştırabilmek için insanlara son anlarına kadar bu tür taktikleri fısıldar. Çünkü amacı, kendisi gibi insanları da cehennem azabına sürükleyebilmektir. Bu gerçek bir ayette şöyle bildirilmektedir: 'Allah, iman edenlerin velisidir. Onları karanlıklardan nura çıkarır; inkar edenlerin velileri ise tağut'tur. Onları nurdan karanlıklara çıkarırlar. İşte onlar, ateşin halkıdırlar, onda süresiz kalacaklardır.' (Bakara Suresi, 257) (Yazar tüm yazılarını Harun Yahya'nın eserlerinden yararlanarak hazırlamaktadır..) |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2013-11-25 | |||
|
|||