Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 06 Aralık 2013
Fevzi GÜNENÇ
Fevzi GÜNENÇ kimdir?
1940 yılının şıra zamanında, 1 Eylül Dünya Barış Gününde Gaziantep’te doğmuşum. Öğretmenlik, metin yazarlığı, tiyatro oyunculuğu, gazetecilik, öykücülük yaptım. Sayısı 50’yi aşan sahne için çocuk oyunu, bir o kadar radyo oyunu, çocuk romanları, yüzlerce çocuk öyküsü, çocuk şiirleri yazdım. İlgi alanım çocuk edebiyatı. Ama toplumsal olaylara da duyarsız kalamadığım için sıklıkla köşe yazıları yazıyorum. Erişkinler için yazdığım edebi yapıtlarım da var. Bu bağlamda 1991 yılında Orhan Kemal Öykü Ödülü birinciliğini kazandım. Ödüller aldım bir yığın... Ulusal bir gazeteden Emekli oldum. İki çocuğum var. Ayıp olur öbürlerini saymazsam: kendileri için yazdıklarım da çocuklarım değil mi? Dünyanın dört bir bucağındaki sarı, kara, beyaz, kızıl derili olan kimileri kurşunlardan, bombalardan, kimileri açlıktan, susuzluktan, ilaçsızlıktan ölen düşlerinde bile gülemeyen, daha yaşamanın ne olduğunu anlamadan, ölen çocuklar öldüklerini bile bilemeyen çocuklar benim çocuklarım değil mi?
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Şimdi Gül zamanıdır
Gülü severim. (Aman aklınıza hemen cumhuriyetçi olmayan ama cumhurbaşkanlığı köşkünde yaşayan gülden söz ettiğimi sanmayın.) Sevdiğim gül hani şu aşkına bülbüllerin nağme döktükleri gül var ya, işte o. Hani koklarsınız içinize bir hoşluk dolar ya, işte o.

Kokusuz olanları da vardır. Ama rengine bakarsınız içiniz hoplar. Sarı güller, kırmızı, pembe, hatta kara güller bile vardır. Hepsinin de yeri ayrıdır. Hepsini de seversiniz ya işte o güllerdir sözünü ettiğim. Sevgiliye benzettiğimiz çiçek yani.

Güle olan sevgimden olsa gerek İlk Öykü kitabımın adını 'Gül Dokurdu Gözlerin' koymuştum.  İkinci şiir kitabımın adı da 'Gülü Yakmak'tı. Tahmin edebileceğiniz gibi Sivas'ta yakılarak öldürülen güllere adınmış şiirlerdi çoğu.

Gülün de ekilme, dikilme mevsimi vardır. Şu günlerde o mevsimini başındayız.  Bizim yöremizde Aralık ayında dikilir, derler gül. Geçen Aralık'ta 50 gül kalemi dikmiştim 50 ayrı saksıya. Önce yeşerip beni sevindirdiler. Sonra  hepsi de kuruyuverdi.

Bu yıl da kalem güller dikeceğim saksılarıma. Ama işi uzmanından öğrenip öyle yapacağım işi. Buyurun uzmanın sözlerine birlikte kulak verelim. Bakarsınız siz de dikersiniz birkaç kalem gül.

***

Çelikten gül köklendirmek için uyulacak tek kural; bir parça gül dalı, biraz kum biraz da sevgiyle doli dikkatli bir çalışma. Çelikler kurşun kalem kalınlığında 40 ve 60 cm arası boyda olmalı.  Kalemleri ince dallardan kesin. Ara sıra yapraklarını sulayın. Çünkü gövde yapraktan suyu daha iyi emer.

Gülü balkonunuzda yetiştireceksiniz, Uygun tavalara en az 5 cm tava müsaitse 10 15 cm ye kadar kum serin. Tava; Kullanamıyorsanız, balkon saksısı ya da 5 litrelik pet şişeyi üst bölümünü keserek  kullanabilirsiniz.

Aldığınız çeliklerin uç kısımlarını 45 derecelik açıyla gömün. Çelik köklenene kadar, gövdeden nemi alacağı için, gövdenin uzun olması avantajdır. Yapraklı kısmı çeliğin 3/1 ni geçmemesi kaydıyla tavanın kenarından dışarıda bırakın, geri kalan kısmı tekrar kumla örtün.

Gövde üzerinde yaprak filan varsa hiç koparmayın, kumun dışında kalıyorsa kalsın ama gövdenin tamamı kum altında olmalı. Kumu nemli tutun gövde fazlasıyla suyunu alır. Çeliğin gövdesi kumun altında yapraklar dışarı da kalacak şekilde yataklanmış olmalı.

Kumun içine toprak, gübre gibi bir madde katmanızı köklenme safhasında önermem, çürümelere neden olur.  Köklenme aşamasında kum daha iyi sonuç veriyor. Kesinlikle gübre veya başka bir çeşit besin maddesi eklemeyin.Bitkinin  köklenme aşamasında besine değil sadece suya ihtiyacı var.

Gül yatağınızı, güneşi direk görmeyen bir yere bırakın. eğer böyle bir olanağınız yoksa üzerine karton kutu ya da benzeri bir şeyle güneşlik yapın. Kumun nemli kalması çok önemli kum daima nemli kalmalıdır. Kumun üzerinde kuruma gördüğünüzde sulayın Su, kabın üstünde gölcük oluşturmasın yetir. Kum suyu emmiyorsa gövde çürür.

Saksınızın altındaki fazla suyu atma deliğini ona göre ayarlayın. Akşamları bir kere mutlaka sulamaya bakın. Gül kalemleri, nemsiz kaldığı 2 - 3 günde bile kurur emekleriniz boşa gider. Ama bir terslik olurda sulayamadığınızda yaprakların kuruduğunu görürseniz, sulamayı bırakmayın, kumun altındaki gövde hala canlıdır, tekrar sürgün verir.

Kökler kumda daha hızlı gelişir. Toprakta çok daha yavaş olur. Dolayısıyla yeni fidanınız cılız ve gülleri zayıf olur büyümekte zorlanır. Yaklaşık 90 gün sonra köklenme tamamlanır. Artık köklenmiş olan gül fidanınızı toprağa gömebilirsiniz.

***

Son sözüm aman yetiştirdiğiniz güllerinize mukayyet olun. Sakın ha başlarını boş bırakmayın. Tarikata marikata dadanıp beyinlerini zehirledikten sonra da poilitikaya atılıp-matılmasınlar. Yoksa yaşadıkları ülkenin ve kendini yetiştirenlerin başına bela olurlar.

Uzmanım Erol Okutucu'ya teşekkürler. Size de iyi güller!

   
2013-11-27
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları
- Kapıkulu Fatma Hanım ve saire...
- Siz hiç horoz sesiyle uyandınız mı?
- Bana Çiçek Yollama
- Benim 'Yılın Öğretmeni'm Necdet Özaltan
- Kütüphaneciler...
- Beni gidi beniii!..
- Aklın nerende Müslüman?
- Yaktın Beni Fevzi Günenç!
- Muhtar Körükçü'yü tanıyan parmak..
- Çocuk Kardeşlerime Çağrı
- AKP'nin ağababaları baldır bacak görüyor
- Ne güzel uymuş…
- Ahmet Kaya'yı özlerken...
- 29 Ekim'de Gazeteler
- 'Cumhuriyeti ilan ediyoruz!'
- Ne Vicdansız Kuşlar Var Be Dünyada