Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 06 Temmuz 2014
Mustafa Nevruz SINACI
Mustafa Nevruz SINACI kimdir?
Mustafa Nevruz SINACI Mustafa Nevruz SINACI 1954 Niğde doğumlu. İlk, Orta ve Liseyi Konya’nın Ereğli ilçesinde bitirdi. Tahsilini Ankara’ da tamamladı. Hukukçu, Siyaset Bilimci, İktisatçı-İlâhiyatçı. Sırasıyla; Demokratik Parti Gençlik Teşkilâtı Genel Başkanlığı, Tüketicileri Koruma Birliği Genel Başkanlığı, TÜRK-KONUT Kurucu Üyeliği ve Birlik Başkanlığı, EKKON Genel Başkanlığı, Kuruluş dönemi ANAP’ta (3. Cumhurbaşkanı Merhum Celâl Bayar’ın ricası ile) Başkan Yardımcılığı, Demokrat Parti’de ‘yeniden açılış dönemi’ Genel Koordinatör Yardımcılığı, 7. ve 9. dönem Genel Başkan Yardımcılığı, Genel Sekreterlik, İdari ve Mali İşler Başkanlığı ve nihayet İnsan ve Kültür Ocağı Genel Başkanlığı görevlerinde bulundu. Adalet, Sabah, Akşam, Zafer, Son Havadis, Bugün, Her Gün, Ortadoğu, Tasvir, Zaman , Meydan, Haber Gazetelerinde ve Bilim Teknik dahil pek çok Dergide yazarlık yapan Mustafa Nevruz SINACI 2002 yılında emekli oldu. Halen merkezi Amerika’da olan “TURKİSH FORUM"
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
100 Milyar Euro Pişkinliği
Yukarıda yazılı miktar, dünya devletlerinden neredeyse yarısının resmi ve yasal yıllık bütçelerinden çok daha fazla! Öyle ki, kamu/millet yararı için namuslu/dürüst, demokrat, iffetli ve şerefli kadrolar tarafından harcansa eğer; Ülkemiz iki kat daha zengin, % 75 daha ucuz; Bu paralelde, daha mutlu, daha müreffeh, özgür, bağımsız, huzurlu ve güçlü kılınabilir...

Yazılı/sesli/görsel/sosyal medyada, 17 Aralık resmi operasyonu sonucu; Sanıklar tarafından alınan rüşvet, komisyon, yolsuzluk, hırsızlık bedeli olarak telâffuz edilen rakam bu. Henüz dünyada benzeri görülmemiş, akıllara ziyan muazzam bir miktar!. İğrenç haram, Yüce Dinimizin kutsal ifadesiyle ‘ölmüş kardeşlerin çiğ eti' mesabesinde kirli ve muhtemelen kanlı, lâğım çukurundan intikal, cerahat kokulu dolarlar, eurolar, liralar acaba 'ne karşılığı' edinildi?

Hükümet üyesi üç bakan oğlunun, kendisine devletin, milletin namusu ile tüyü bitmemiş yetimin hakkı emanet edilen bir banka genel müdürü, sözde iş adamı kisvesinde nevzuhur kişilerin 'yolsuzluk iddiasıyla' tutuklanmaları; Bazı saf ve sabit kafalı (iğfal edilmiş) beyinlerce, AKP ile Cemaat arasındaki amansız savaş, rekabet ve yarışın ürünü sanılmakta!..

Bu çok yanlış, asılsız, anlamsız ve mesnetsiz bir tasavvur tarzıdır.

Üstelik böylesine geçersiz, dayanaksız ve kabili imkânsız saçma-sapan iddiaya, kimi ünlü yazarların da katıldığını, katılmakla kalmayıp şuursuzca inandığını hayret, üzüntü, dehşetle ve taaccüple gör­mekteyiz. Olayın genel anlatımı, kamuoyuna sunum ve yorumunda da, aynı yanlış tema'nın ağırlıkla işlenmesi, dillendirilmesi ve 'rüşvet, yolsuzluk, gasp-irtikap ve suiistimal' vakıasının; Hükümete karşı düzenlenmiş bir komplo gibi deklere edilmesi tam bir facia ve cehalet; Bilerek ve isteyerek pisliğe bulaşmış, üstelik de suçüstü yakalanmış kimseler için hükümete leke sürmek hıyanet, gaflet ve dâlalettir.

Kaldı ki fiili ve hukuki kuvvetler ayrılığı, devletin devamlılığı, adalet ahlâkı ve umur-u devlet sorumluluğu/yükümlülüğü dairesinde tüm Cumhuriyet Savcıları ile Adalet cihazının bilumum teşkilâtı: Sadece ve yalnızca Anayasa, kanunlar ve 'faziletle mündemiç vicdanları ile kaim' tarafsız ve bağımsız bir erktir. Buna yasama ve yürütme erkleri mukabildir. Kuvvetlerin hiç birisi, bir diğerini şamil olmayıp; Polis, sadece adalet ve faziletin emrindedir.  

Dolayısıyla: Devlette devamlılık, sağlamlık, insan hakları, eşitlik, hak, adalet, evrensel hukuk dâhilinde sürdürülebilirlik bu şekilde kabil ve mümkün olabilir. Ayrıca, milli gelenekler, ilmi gerekler, adet, örf, din, inanç ve kültür formasyonunun gerekli kıldığı ahlâk tüzesi de siyaset, hükümet ve kurumlarca korunmak, mutlaka uygulanmak zorunda ve durumunda olunan değerlerdir. 

Şu hale nazaran: 

RTE ve hükümeti ile Cemaat arasında mevcudiyeti iddia olunan ihtilâf, malum ve güncel medyadan görüp öğrendiğimiz binlerce belge, ihbar, görsel materyal ve suçüstü tutanakları ile sabit.; Türk Milletinin alçakça ve kalleşçe maruz kaldığı soygun-vurgun, menfur yalan-talan furyasının iğrenç suçluları ile suç örgütünün mazur görülme, örtbas edilme, yok sayılma nedeni olamaz.

Eğer babaları bakan, koltukları kalın olmasaydı bu eşhas devasa soygun ve uluslar arası bir vurgun aktörü olamazlardı. Bu nedenle: Başta aile babası,  diğer yardım-yataklık unsurları, uzantı ve bağlantıları, herkim olursa olsunlar derdest edilmek, tutuklanmak, sorgulanmak ve yargılanmak zorundadır.     

Bu rezilliğe devlet sırrının deşifresi, hükümete komplo, açılıma çengel, iftira ve tefrika damgası vurmaya kalkmak adalet, hukuk ve gerçeğe ihanettir.  


   
2013-12-22
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları