Gürbüz BATTAL
|
|||
![]() 1951 Sarıkamış Yeniköy doğumlu. 1969 yılında Kars Kâzım Karabekir İlköğretmen Okulu’ndan mezun oldu. Manisa’da 37 yıl sınıf öğretmenliği yaptı. 2006 yılında emekli oldu. 6 yıldır Manisa Özel Eğitim İş Uygulama Merkezi'nde sınıf öğretmenliği yapıyor. Evli, üç çocuk babası, dört torun dedesi. Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
Hangi Ermeniler? | |||
![]() KAFKAS ERMENİLERİ; Yüz yıllarca Rus boyunduruğunda yaşamışlardır. Ruslar bunlara şiddet yolu ile sindirme politikası uygulayarak kadercilik saplantısı meydana getirmiştir. Ruslar, bunlar tarafından 'efendiler' olarak benimsenmiştir. Zaman zaman Ruslara karşı ayaklanmışlarsa da bu ayaklanmaları şiddetle bastırılmıştır. Coğrafi ve siyasi şartlar bunları Rusya'nın koruyuculuğuna mahkûm etmiştir. Günümüzde de güçlü ülkelerin karanlık petrol şirketleri Ermenileri Rusya'ya daha sıkı sarılmaya mecbur etmiştir. OSMANLI ERMENİLERİ; Selçuklu Türk Devleti döneminden beri yakın temas kurmuş, daha sonra Osmanlı idaresine geçmiş, Teba-ı Sadıka 'sadık teba' adı ile anılmışlardır. Osmanlı Ermenileri her dönemde vatanlarına ve devletlerine bağlı olmuşlar, Osmanlı vatanını kendi vatanları olarak kabul etmişlerdir. Selçuklu ve Osmanlılar Osmanlı Ermenilerini kendinden sayıp onlara azınlık muamelesi yapmazken Lozan Antlaşmasıyla öz vatanlarında azınlık statüsüne sokulmuştur. Türk Ermenileri, aynı dinden olmalarına rağmen batılı Hıristiyanlara hiçbir zaman değer vermemişlerdir. Kafkas Ermenileri ise kendilerine sağlanan imkânlardan dolayı Osmanlı Ermenilerini hep kıskanmış ve gıpta ile bakmışlardır. Batılılar ise Malazgirt Savaşı'nda Selçukluların yanında yer alan Osmanlı Ermenilerini hep düşman gözüyle görmüştür. Ermeni meselesi aslında hiçbir zaman Ermenilerin meselesi olmamıştır. Bu uğursuz hareket güçlü devletlerin Osmanlı devletine karşı kurmuş oldukları iğrenç bir tezgâhtan başka bir şey değildir. Esas amaç, Osmanlıyı içten parçalama planının bir parçasıdır. Güçlü devletlerin iğrenç petrol politikaları, Türkiye Ermenilerinin de Kafkaslardaki iğrenç oyunun içine çekme gayretleri Türkiye Ermenilerini haklı olarak tedirgin etmektedir. Ruslar, Bulgaristan üzerindeki emellerine ulaşınca Osmanlı imparatorluğundan yeni bir parça koparmak için Kafkas Ermenilerini kışkırtarak Ermeni ayaklanması ve sonunda Ermeni tehcir'ine varan yolu açmışlardır. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de Ermeni fitnesinin merkezi Paris, dolayısıyla Fransa olmuştur. Bugün Ermenilerle ilgili hangi fitneler devreye sokuluyorsa arkasında Fransa, İngiltere, Rusya ve ABD'nin olduğunu görüyoruz. O dönemde Avrupa'da bulunan Jön Türklerin de Ermeni Komiteleri ile işbirliği yaptığını üzülerek görüyoruz. Kafkas Ermenileri ile Osmanlı Ermenileri arasında ırki bağlar dışında bir beraberlik yoktur. 18 Eylül 1895'te düzenlenen meşhur Bab-ı Ali nümayişi batılıların teşviki ve yönlendirmesiyle başlayan tek Ermeni ayaklanmasıdır ki bundan başka herhangi bir isyan kaydına rastlanmıyor. Bu isyandan sonra Osmanlıya tam bir sadakatle bağlı olan Türkiye Ermenilerinin ileri gelenlerine karşı 1896'da Hınçak komitecileri tarafından terör hareketleri başlatılmıştır. 21 Temmuz 1905'te ise Taşnak komitacıları tarafından padişahı ortadan kaldırmak için 21 Temmuz 1905'te Yıldız suikastı düzenlendi. Suikast başarısızlıkla sonuçlandı. 1973 1982 tarihleri arasındaki Kafkas Ermenileri örgütü Asala tarafından başlatılan cinayetler ve bu cinayetlerden sonra zamanın politikacılarının basiretsiz açıklamaları dünyada başımızı ağırtan Ermeni Meselesine dönmüştür. Kalın sağlıcakla. 12.01.2014 Gürbüz Battal |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2014-01-13 | |||
|
|||