Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 06 Temmuz 2014
Ş.Mehmet ÇET
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Sömürüye Karşı Var Oluş Mücadelesi
16 Kasım 2013 Diyarbakır buluşması,  Türkiye belki de yüz yılın en büyük hamlesini gerçekleştirdi.

Son yüz yıldır sürekli bir dağılma, bölünme korkularıyla yaşayan Anadolu ilk kez kendi ayakları üzerinde doğrulmaya başladı.

Anadolu coğrafyası, geçmiş tarihi ve kültürüyle kucaklaşmanın işaretlerini verdi.

Sömürgeci Batı ve onların yerli işbirlikçileri son yüz yıldır geçmişimizi yok etmek ve karalamaya çalışarak bu coğrafyadaki sömürü düzenlerini devam etmek istediler.

Bu düşünce ve yaptırımlarla Anadolu insanının tarihini yok etmeye çalıştılar.

Sömürgeci Batı zihniyeti bunu yaparak Anadolu'nun zenginliklerini sömürmeye ve parçalamaya alan açmaktı.

Bugünkü dünyanın yüz yüze kaldığı savaş, katliam ve cinayetlerin sebebi Batı sömürgeci düzenini devam ettirmek istemeleridir.

Bazı Batılı düşünürler ve aydınlar bir insanlık suçu olan ve insanların ölümlerine sebebiyet veren sömürgecilik anlayışını kendi uygarlıklarının devamı için katliam ve cinayetleri görmemezlikten gelerek sömürü düzenlerinin devamına çalıştılar.

Ancak unuttukları geçmiş yok edilemez ve Anadolu insanının geçmişine olan bağlılığı.

Batının ve batı hayranlarının asla düşünemediği bir duygudur.

Ülkemizin geleceğine yön veren Batılı güçlerin etkisinde kalan ve daha düne kadar sömürü düzenine itiraz edemeyen bir ülkeydi Türkiye.

Çünkü eski Türkiye'nin siyasal ve kültürel politikalarını belirleyen her düşünce, duygu ve hareketlere sömürgeciliğin hâkim olduğu bir düşünce tarzı egemendi.

Bu yüzden asırlardır bu coğrafyada hep bir inkâr, asimilasyon, ötekileştirme, ayrıştırma ve imha politikaları uygulandı.

Farklı düşünceleri hep bir sorun kaynağı olarak gören ve Ülke yönetimini ellerinde bulunduran güçler kendilerine ister milliyetçi ister anti- emperyalist isterse laik ve devrimci olarak ifade etsin aynı sömürü düzenine ayak uyduran ve Jakoben anlayışla Ülkeyi yönettiler.

Ülkemizdeki her reform ve her demokratik talep ya gericilik ya bölücülük ya da vatan hainliği olarak değerlendirildi.

Taksim Gezi parkında ve 17 Aralık'ta oynanan sömürgecilerin ve yerli işbirlikçilerinin yüz yıldır bu coğrafyaya dayattığı totaliter, çatışmaya ve ötekileştirmeye dayalı politikalarının ürünüydü. Aslında Gezi parkı olayları Ülkemiz için bir milat'tı. Çünkü Gezi olaylarında sömürgecilerin politikalarının iflası ve Anadolu insanının sömürü düzene karşı baş kaldırışının göstergesidir.

Devletiyle bütünleşen millet bu sömürgecilik düzenine son vereceklerinin işaretini veriyordu.

Her alana egemen olan baskıcı, otoriter ve başkasına yaşam hakkı tanımayan anti- demokratik uygulamaların artık değişeceğinin zamanının geldiği,

 Demokratik yeni bir Türkiye'nin doğuşuydu.  

Bu bağlamda, Diyarbakır buluşması sömürgeci düşüncenin artık tarihin mezarlığına gömülmesinin başlangıcıdır.

Günün sözü: Başka ulusları özgürlüklerinden edenler er geç kendileri de özgürlüklerinden olurlar. ( Abraham Lincoln )

Kalın sağlıcakla


   
2014-02-04
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları