Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 05 Temmuz 2014
Deniz Batu EBİNÇ
Deniz Batu EBİNÇ kimdir?
Deniz Batu EBİNÇ e-mail: [email protected] 1 Nisan 1981 Van doğumlu ve Çerkez asıllıyım. Kafkasya’dan gelen, Atalarım 1732 yılında İkinci Mahmud’un, fermanı ile Van ili Amik Kalesine tımarlı sipahi olarak gönderilmiştir. Burada uzun süre uç beyliği yaptıktan sonra Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte görevlerinden azledilmişlerdir. Çeşitli gazete ve dergilerde; Kadın, vicdan, önyargı, sosyal adalet, aşk, sosyal yaşam, genel kültür ve kültürel değerlerimiz ile ilgili köşe yazıları yazmaktayım. İnönü Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden mezun olduktan sonra üç buçuk yıl kadar memurluk yaptım ve 2009 yılında bıraktım. 2009 yılı Kasım ayı sonlarında; Gaziantep’te, kısa dönem olarak yaptığım askerliğimi tamamladım. Memurluktan ayrıldıktan sonra kendimi tamamen yazılarıma adadım. Hâlihazırda 16 öykü ve 500'ün üzerinde şiirim bulunmaktadır ve henüz hiçbir yerde iki şiirim dışında yayınlananı olmamıştır.
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Düğün Dernek...
Çoğu insanda olduğu gibi benimde gelgitlerim vardır. Düğün dernek filminin gösterime girdiği ilk günlerde bir iki defa baktım; fakat seanslarında boş yer bulamadım. Üçüncü gidişimde de yer bulamayınca annemi de yanıma alıp Balıkesir'e kadar hiç durmadan gittim...

Filmin henüz ilk sahneleriydi, bayram namazı sonrası köy ahalisi cami avlusunda bayramlaşmaya başlıyor... Köyün yaşlıları camii duvarı önüne sırayla dizilmiş, gençlerde tek tek ellerini öpüp bayramlaşıyorlar... 80'li yaşlarda ki bir amca acı-gıcı verir gibi soruyor gençlere;

-   Ne keseceeeğiniz bu bayrammm!.. ‘kendi şeker bayramını kurban sanıp koç kesecek ya! Aklı sıra hava atıyor, gençlere...'

Başrol olan tüpçü ise; imalı ve amiyane bir ağızla - karı kızzz!.. Diye cevap veriyor, ağzını eğerek... :) :) :)) 'Salonda kahkahalar birbirine karışmış, gülücükler havada çarpışıyor...'

Bu replikte amaç; her ne kadar tasvip etmesek de Türkiye'nin bir gerçeğine atıfta bulunmaktır.

Tam o sahnede; arka sıradan alaycı ve küçümseyen bir tavırla ıyyy diye, bir ses duydum ve döndüm...

35-40 yaşlarında bakımlı, düzgün giyimli, memur görünümlü iki hanım... Tüm salon kahkahalarla kırla giderken onlar mutsuz ve yapılan esprilerden hoşnutsuz...

Hani bazı tipler vardır ya! Buluğa yeni girmiş çocuklar gibi hiçbir şeyi beğenmemekte, toplumu sürekli hakir görmekte ve toplumsal gerçekleri bir türlü kabullenememektedir.

'Kadın kırkına gelmiş; fakat henüz büyüyememiştir...'

Eğer bir toplumda yaşıyorsak, öz mutluluğumuz için o toplumun değer yargılarını ve gerçeklerini olduğu gibi kabullenmek, ona göre davranmak gerekir. Düzeltmeye çalışırız, düzeltmek yerine hakir görmek ise; aksine bizi mutsuz edecektir.

Bu olayda bize şunu gösteriyor ki! Bu tür karakter yapıları herkesin gülebildiği, mutlu olduğu konularda bile mutsuz oluyor...

'Toplumsal bir yaşamda, bireysel mutluluk çok uzun değildir; baki bir mutluluk için toplumsal mutluluk gerekir. !denizbatu!'


   
2014-02-11
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları