Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 06 Temmuz 2014
Ahmet LAZ
Ahmet LAZ kimdir?
1956 da Kilis'te doğdum. İlk orta ve lise eğitimimi Kilis'te, Lisans eğitimimi de Hacettepe Ünv. Matematik mezunu olarak Ankara'da tamamladım. Afşin/Elbistan termik santral montajında planlamacı, Türkiye Diyanet Vakfında Bilgi İşlem Müdürü, Kendi işimde ise yönetici olarak Bilgisayar ve Yazarkasa sektöründe çalıştım. Emeklilik hayatımı Kilis'te yaşıyorum. Yerel Kilisinsesi gazetesinde ( www.kilisinsesi.com.tr ) yazıyorum.
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Kıbrıs'ta Çözüme Doğru
Dünyada, Birinci Dünya Savaşına kadar yapılan tüm mücadeleler, genellikle dîni inanışlar gözetilerek yapılırdı. Bazen savaş açılacak ülkelerin hazineleri göz kamaştırsa da, kılıf daima dîni gerekçelere dayandırılırdı.

Birinci dünya savaşının başlaması, belki de ilk olarak enerji kaynaklarına sahip olabilmek için olmuştur.
İnanç olarak birbirlerinden farklı olmayan ülkeler, sadece kömür ve petrol yatakları için I. ve II. Dünya savaşlarında birbirlerine girmişler ve bunun sonucunda da birçok masum halk zulüm görmüştür.

II. Abdülhamit Han'ın tahttan indirilmesi ve Osmanlının savaşa sürüklenerek yıkılması süreci de petrol yataklarına sahip olmak isteyen batılılar ve onların içimizdeki uzantılarının eseri olmuştur.
Batının Türkiye üzerindeki emelleri, hala devam etmektedir. Çünkü Türkiye, hem petrole hem de doğalgaza alternatif ve geleceğin önemli enerji kaynaklarından olan, hatırı sayılır bir bor ve kaya gazı rezervlerine sahiptir. 20. yüzyılın başlarında, aleyhimize anlaşmalarla ortak bir yönetime bırakılan Kıbrıs, 1960 larda Rumların oyunları ile Yunanistan'a bağlanmak istenmişti.

1974 deki müdahalemizle de birçok şehitler verilerek, Kuzeyde bir Türk devletinin oluşması sağlanmıştı. Geçen bunca yıllara ve Annan planına verilen desteğe rağmen, Rumların uzlaşmaz tutumları dolayısı ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tanınmamış, bu uğurda Türkiye de ambargolarla uzun süre mağdur edilmiştir.
Kıbrıs, AB maceramızda da sık sık önümüze büyük bir engel olarak çıkarılmıştır. AB standartlarına uymamasına rağmen Güney Kıbrıs, AB ye alınmış ve Kıbrıs adeta çözümsüzlüğün içine itilmiştir.

Güney Kıbrıs, AB nin de desteğini alarak İsrail ile Akdeniz'de doğal gaz aramalarına başladıktan ve bu enerjiye ulaştıktan sonra, enerjinin dünya piyasalarına ulaştırılması konusunda yine Türkiye'ye muhtaç olduğunu görmüştür.
Batının ve İsrail'in menfaatleri dolayısı ile müflis Kıbrıs, 40 yıldır çözülemeyen problemlerin çözümü için, mecburen Türkiye'nin isteklerini karşılamak yoluna girmiştir.

Bilindiği gibi Dünya Enerji kontrolü, gerek rezervlerinin çokluğu ve gerekse de üretim bölgelerine yakınlığı dolayısı ile Rusya'nın elinde bulunuyor. Mesela, dünyada bilinen 208 trilyon m3 doğalgazın 45 trilyon m3 ü Rusya sınırları içinde. Bu durumdan rahatsız olan AB ve ABD için Kıbrıs'ın güneyinde bulunan doğal gaz yataklarının kontrol altına alınması demek, dünyada enerji hâkimiyetinin de sağlanması anlamına geliyor. Bu kontrol için tabi ki Türkiye de kilit ülke konumunda. Bundan dolayı da Kıbrıs'ta bizim istediğimiz çözüme artık herkes ‘evet' demek zorunda.

Hatta mavi Marmara baskını ile katliamlar yapan İsrail de, sembolik bir ödeme yapmak istediği mağdurlara, ödeme limitini de epeyce yükselterek şirin gözükme çabası içinde. AB uzun süredir açmadığı fasılları, artık birer ikişer açma telaşında. Batının bitmek bilmeyen emperyalist emelleri, bizi birbirimize düşürerek zayıflatmayı amaçlıyor.

Kıbrıs sorunu, Güneydoğu sorunu, Gezi olayları, Gülen Cemaati sorunu hep bu amaca hizmet ediyor. Bizim de hem yöneticilerimiz hem de halk olarak üzerimize oynanan oyunları görmemiz gerekiyor. Bolluk getirecek bol yağışlı günlere kavuşmak dileklerimle kalın sağlıkla...



   
2014-02-17
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları