Müslüm AKTÜRK
|
|||
Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
DSP'ye Fırsat Doğdu | |||
DSP Genel Başkanı Masum Türker'le yaklaşık iki ay kadar önce bir kahvaltıda görüşmüştük. Sayın Türker, bir sorumuz üzerine CHP dahil hiçbir partiyle ittifak yapmayacağını söylemişti... DSP'nin o günkü koşullarda seçimlere tek başına girmek istemesi yel değirmeniyle savaşan Din Kişot'u akla getirebilirdi. Zira son seçimde (12 Haziran 2011) aldığı oy yüzde 0.25 oranında kalmıştı.
Ama bugün durum çok farklı! O gün, yani iki ay önce DSP aday bulmakta zorlanıyordu. Kapıyı çalan herkese adaylık kontenjanı hemen ayrılıyordu. Bugüne gelecek olursak... CHP'nin taktik hatası adeta DSP'ye milli piyango gibi geldi. Yıllardan beri CHP'ye hizmet eden partili emekçiler yerine sağ adayları tercih etmesi ana muhalefet partisine pahalıya mal oldu ve küsen birçok aday soluğu DSP'de aldı. Mesela İzmir Konak'ta kazanmasına kesin gözle bakılan Hakan Tartan'dan tutun kaç dönemden beri Edirne Belediye Başkanlığı görevinde bulunan Hamdi Sedefçi'ye, Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen'den Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk'e kadar adeta 'ağır top' sayılacak isimler bir bir gözden çıkarıldı... İşte bu ahde vefasızlık sonucu DSP'ye gün doğdu ve ummadığı bir zamanda ummadığı adaylarla seçime girme şansını yakaladı. Aynen futbol maçında 'adrese teslim pas' gibi bir pozisyon yakaladı DSP. Ya da, son dakikalara kadar maçı farklı bir şekilde mağlup götüren takımın peş peşe attığı gollerle durumu penaltı atışlarına getirmesi örneğini verebiliriz... DSP bu penaltı atışlarını iyi değerlendirebilirse CHP'nin alternatifi olabilir ve bundan sonraki seçimde sol seçmen sandık başında artık 'DSP'ye vereceğim oy boşa gider' demez. İşte bunun için DSP, 30 Mart'taki final maçını çok iyi değerlendirmeli. DSP'nin iyi bir alternatif olması CHP'nin kendine çekidüzen vermesi anlamına gelir ve bu vesileyle Türkiye belki güçlü bir muhalefete kavuşmuş olur... SARIYER SKANDALI Şimdi bazı CHP'liler, 'kendimize çekidüzen verecek bir durum mu var? diye sorabilir. Evet, var. En basiti, Sarıyer'deki skandal... Bir ana muhalefet partisini düşünün, hem de mevcut belediye başkanlığı elinde olan bir parti, son gün olmuş hala aday listesini İlçe Seçim Kurulu'na verememiş. Hadi 'aday seçimi konusunda zorlanıldı, bu nedenle son güne bırakıldı' diyelim. Peki, son dakikalara hatta son saniyelere kadar beklemenin mantığı ne? Bu kadar çeki düzensizlik olur mu? Bu nasıl ana muhalefet ki, birçok ilde 'yok' hükmünde... Bu nasıl ana muhalefet ki, her şeye itiraz ediyor, yine birçok konuda soluğu Anayasa Mahkemesi'nde alıyor. Oysa, TBMM'ye getirilen yasalar için tutarlı görüş belirtip, çıkan bu kanunlarda söz sahibi olsa hem ana muhalefet görevini yerine getirerek ülkeye hizmet etmiş olur hem de seçmenin gönlünü kazanır... CHP şimdilik bu ihtimalden uzak görünüyor, dolayısıyla DSP, 30 Mart'taki seçimlerde oyunu yüzde 5'in üzerine yükseltebilirse genel seçimler için çok büyük bir avantaj sağlar... İşte bu nedenle 30 Mart, DSP için 'ya tamam ya devam, olmak ya da olmamak' gibi çok önem arz ediyor... |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2014-02-25 | |||
|
|||