Kitle İletişim Savaşları - Alihan İSPİROĞLU

Alihan İSPİROĞLU

Alihan İSPİROĞLU kimdir?
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema bölümü öğrencisidir. Bir medya grubu bünyesinde kısa süre gazetecilik yapmıştır. Bu alanda kariyer hedeflemektedir. Aynı zamanda ses tasarımcısıdır. Kendine ait onlarca Hiphop&Elektro vokal kayıtları vardır. Çok sayıda hiphop partisi, fuarlar, üniversite şenliği, doğumgünü vs organizasyonlarda sahne almıştır. 6 adet müzik stüdyosu işletmiştir. Politika, tarih, spor ve medya gibi ilgi alanlarında düşüncelerini yazılarında beyan etmektedir.
Email: [email protected]

YAZARIN SAYFASI

Kitle İletişim Savaşları

Bir önceki yazımda bahsettiğim siyasi partilerin politikada ‘Korku İmparatorluklarını'' oluşturmasında en aktif rolü kitle iletişim araçları oynar. Bu yazımda kitle iletişim araçlarının siyasi savaşlarla olan ilişkisinin boyutlarına değineceğim.

-İletişim Teknolojisi-

Osmanlı Devleti geçmişte davul ve zurna eşliğinde tellallar vasıtasıyla halkı bilgilendirip, kitlesel iletişimi bir ölçüde sağlarken halkı bir ülkü uğrunda kendi yanlarında toplayıp kitlelere yön göstererek, isyanlardan uzak durun mesajı vermişlerdir.

1.Dünya Savaşında gazete ve dergiler le bu iletişim sağlanmıştır. 2. Dünya Savaşında bu rolü radyo üstlenmiştir. Soğuk Savaş dönemindeyse yerini siyasal sinema ve televizyona bırakmıştır.

Günümüzdeyse bu araçlar belirli ölçülerde kullanılmaya devam edilirken bir yenisi ve daha kapsamlısı olan İnternet dahil olmuştur. İnternet bir araç olmaktan çıkıp yeni bir savaş ortamına dönüşmüştür diyebiliriz. Sıcak savaşların sona erdiği bir çağda yeni cepheyi ‘'Siber Savaşlar'' oluşturmuştur.

Biz bu bilgileri ne yapalım mı diyorsunuz?

Bugün yaşananlara baktığımızda Gezi Parkı olayları sosyal paylaşım ağlarında hepimizin gözü önünde gerçekleştirilen bir örgütlenme değil miydi?

17 Aralıkta alenen başlamış olan uzun süredir beklediğim(tahmin ettiğim) Hükumet*Cemaat savaşının dozajını yükselten nokta telefon konuşmalarının dinlenmesi değil miydi?

Bu olayların peşinden borsada yapılan manipülasyonlar sonucu $ ve € para birimlerinin değerinin artmasında medyada yapılan sansasyonel haberlerin payı yok muydu?

Bugün yaşanan birçok olayın temel aracı kimisinin bir türlü göremediği nokta olan Kitle İletişim Ağı ve Medya Sektörüdür.

-Uluslararası Oyunlar-

Ruslar tüm Dünyaya Komünizmi gazete, dergi ve kitap gibi yayın organlarında edebiyat silahını kullanarak yaymış ve belirli kesimlerde oldukça etkili olmuşlardır.

2.Dünya Savaşı sırasında Almanlar işbirliği içinde olduğu bir Fransız'a işlettirdiği radyo kanalı Fransa aleyhinde propagandalar yapıp kamuoyu tepkisini çekmiştir. Bu tepkiler Fransa'nın bekleme politikasının terkedilmesine yol açmıştır. Bu erken müdahalede Fransa'ya zarar vermiştir.

Senelerdir izlediğimiz bu gidişle uzun yıllar daha izleyeceğimiz teknoloji sahibi ABD Hollywood Sineması aracılığıyla güçlü gözük daha güçlü ol taktiğini uygulamaktadır.

İran-İsrail Siber Savaşlarını ‘Yeni Dünya Düzeninin' bir getirisi olarak yorumluyorum. Ortadoğu'ya kadar akseden bu siber savaşlar için Japonya, ABD, Çin ve İsrail'in büyük siber orduları oluşturulurken Türkiye bu konuda ne durumda?

Medyada Özgürlük...

Ülkemizde olan olaylara sessiz kalalım demek istemiyorum. Aksine daha özgür bir iletişim ağı olsun. Tek tarafı sözde değil özde Vatanseverlik olan medya grupları oluşsun istiyorum. Küresel Sermayenin ve Siyon teşkilatının uşağı olmuş bir basın değil tam bağımsız Milli Basın oluşsun istiyorum.

-Öneriler-

Çözüm önerilerimin ilki tam bağımsız bir medya istiyorsak RTÜK'ten ayrı olarak Milli Basın Teşkilatı kurulmalıdır. Bu teşkilat bir sansür merkezi olarak değil, milli bilince uygun yayınları teşvik eden, dış basını izleyip karşı stratejiler üreten devletin yayın organları başta olmak üzere tecimsel basın & yayın organlarının desteğini alarak çalışan bir kurum oluşturulmalıdır. Bu yapıyı TFF ile ilişkili Kulüpler Birliği gibi düşünün ama arada daha resmi bir bağlantı olmalıdır.

Öğrencilerin Bilişim üzerine Üniversite(Lisans-Ön Lisans) eğitimini tamamladıktan sonra uygulamalı yetenek sınavlarıyla girebileceği ‘Siber Savaş Akademisi' kurulmalı. Mevcut uzmanların eğitimiyle gerekli imkanlar sağlanıp bu konu üzerine yaklaşık 2 sene kadar eğitim alan az sayıda öğrencinin Emniyet & TSK & MİT kadrolarının en az birine yerleştirilip, Siber savunma alanında gerekli önlemler alınmalıdır.

Kültür Bakanlığının sıradan filmler yerine Hollywood Sinemasına meydan okuyacak teknik kalitede, Milli birlik ve bilinci aşılayan aynı zamanda ülkemizi en iyi anlamda tanıtımını sağlayacak sinema projelerini gerçek anlamda desteklemesi gerekir. Sadece destek yetmez Hollywood yönetmenleriyle aynı okulda aynı eğitimi gören yönetmenlerimizin de katkı yaparak bu alanda bir başarıya imza atmaları gerekmektedir. Doğal güzelliği birbirinden renkli olan güzide şehirlerimizin herhangi birine Bakanlığımızın bu projelerin gerçekleştirileceği bir ‘Yeşilçam Platosu' kurmalı ya da kurulmasına teşvik etmelidir.

Farkındalık mı o da ne?

Beynelmilel arenanın büyük gücü Sovyetlerin bir gecede rejim değiştirdiği bir dünyada yaşıyoruz. Yaşanacak bir olay tüm dengeleri altüst edebilir ve huzurumuzu kaçırabilir. Peki biz buna ne kadar hazırlıklıyız? İletişim düşündüğümüzden çok daha önemli Sosyokültürel ve ekonomik bir araç haline geldi biz bunun ne kadar farkındayız? - Politik çıkarlar uğrunda belirli kesimlerin savunuculuğunu yapacak kadar farkındayız. Bu konularda senelerdir çalışan ülkelerin çok daha gerisinde kaldığımız yetmedi mi?

Uyanma Zamanı!

3.Dünya bloklaşması ne zaman gelir bilinmez ama buna Türkiye hazırlıksız yakalanmamalıdır. İktidar bu konuda acilen girişimler sağlamalı ve gerçekten muhalefet partileri koltuk sevdasından vazgeçip bilinçli muhalefete bu kalıpta önerileri sunarak başlamalıdır.

2014-02-25

Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?

Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.