Sanmayın ki şu bildiğimiz seçim oy'larından, bahsettiğim canım ülkemin, güzel yurdumun şu an içinde bulunduğu durumdur. 

Oy oy oy diye ağıtlar mı yaksak, takke düştü keller göründü diye mi oy oy deyip oynasak, ne etsek bilemedim.

Sulu göz olduğumdan ağlamayı tercih ediyorum. Tarihe tanıklık ediyoruz, bu günler geçtiğinde, Türkiye tarihinde silinmeyen izler kaldığını farkedeceğiz. Siyasetin ne kadar kirlendiğini, dönen dolapları, havada uçuşan korkunç rakamları, insanların ne kadar arsızlaştığını tarih, kapkara harflerle yazacak. 

Utanacağız...

Adaletin işlemediği, güvenlik güçlerinin artık güvenliği sağlamadığı, mahkemelerin adalet dağıtmadığı, tuvalette, banyoda dahi herkesin kameralara çekildiği, gece gündüz dinlendiği bu günler, ileride üniversite öğrencilerine tez konusu olacak.

Sosyolojik olarak incelenecek, psikolojik tahribatların kaç yıl sürdüğü araştırılacak.

Ve artık Türkiye, eski Türkiye olmayacak,   insanlar bir daha yok din kisvesi, yok vatandaş hakkı, yok kadın başörtüsü, yok kürtaj, yok kızlı erkekli hikayelerine inanmayacak.

Ağzından Allah düşmeyen kişilerin ne kadar korkusuz olduklarını, parayla satın aldıkları cennette yaşayacaklarını düşünecek kadar ileri gittiklerini herkes gördü.

Devlette adalet kalmazsa, devreye ilahi adalet girer. İnsan toplulukları başıboş bırakılmamıştır. Ayette dahi geçer, kafire neden mühlet verildiği.

İşin ilginç yani, sen kafirsin, hainsin, hırsızsın denilen kişilerinde karşısındakini aynı ithamlarla suçlamasıdır.

Adalatin terazisi tartar. 

Türkiye bekle, tarih daha neler yazacak neler. 

Geriye Atatürk'ün birinci vazifeniz diyerek emanet ettiği topraklarımızı korumak kaldı yalnızca.

Üstünü tüm haksızlıklardan, hukuksuzluklardan, hırsızlardan, gözü doymaz işadamı kılıklı vampirlerden temizleyip, gençliğe emanet edebilirsek ne mutlu bize.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE