Dilek EJDER
|
|||
![]() ARAŞTIRMACI YAZAR, AFORİZMACI, RESSAM, BESTECİ VE ŞAİR; Zemherinin Kardeleni Sarıkamış'ta 31/ 12/ 1973 doğdu Ejderin Kızı; O tam bir sentez avcısı olduğu için Türkiye'nin hemen hemen her tarafını kaçış karış gezdi ve gördüğü tüm memleket tablolarını yüreğinin duvarlarına astı ve belleğine kazıdı. Altmışa yakın yazar ve şairler derneğine üye olup, birkaç yazar ve şair derneklerinin yöneticiliğini de yapan yazar çeşitli faaliyetlerde ve sosyal aktiviteler de hep başarı göstermeye çalıştı. Uluslararası analiz yolculuğu ise Amerika, Almanya, Dubai, Fransa gibi yerlerde soluk almıştır. 5 yaşında kalemiyle tanışan yazar, sonradan yazar olmak için değil elbet, edebiyatın mutfağından geldiği için pişirmiştir kendisini. Sadece kral değil ona göre bütün halk çıplaktır bazen ve krala çıplak olduğunu haykıran o çocuk gibidir her dem. Eserleri; Zemherinin Kardeleni Sarıkamış. Şehitlerin Ölmedi ki Türkiyem. Töre Esaretinde Aşk. Doğuda Kız Türkiye de Kadın Olmak. Ah Gülizar. Vee çok yakında sürpriz |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
CHP'yi savunmak, AKP'yi savunmak... | |||
![]() CHP'yi savundun mu medeni, AKP'yi savundun mu gericisin! Kalemim iki başlı bir Ejderdir benim; bir başı yılan, diğer başı ise arıdır, gerektiğinde mürekkebimi zehirden alırım, gerektiğinde baldan. Bu ülkede aydın olmak çok kolay, siz ne kadar karanlık olursanız olun, dine küfredin, 'Allah beynimizde bir histir' deyin; tamam işte siz o dakika da aydınsınız. İşte Chp stratejisi ve bayram şekeri gibi inkar karşılığında dağıttığı medeniyetin diplomalarıdır. Din'e dil uzat, Sünniliği geri kafalı bir mezhep olarak göster, kalem salla, boş halay çek; sonra medeni ol ha. Oh ne kolay, ne ala. Nasılsa şimdilerde kişilerin ve en çok da bazı gerici kalemlerin kendilerini çağdaş göstermelerinin en kolay yolu ne biliyor musunuz? CHP'yi eğrisiyle doğrusuyla savundun muydu; Vallahi de Billahi de o saniyeden itibaren, sözde, senden ilericisi, senden aydını yok! Bu durumda özde değil de, sözde aydın olanların işi ne kadarda kolay öyle değil mi? Ama! Ama bu bir CHP stratejisi! İşte bakın dünden bugüne hep söylüyorum bizim içimizde büyüyen CHP'nin yaydığı genetik dokular tamda Kral Çıplak masalının üstüne kurulu. CHP zihniyeti bu strateji ve gizli bir dayatma şekliyle diktatörlüğün meydanını oluşturmuş durumda. O meydanda sadece kendileri ve kendileri gibi düşünen gericiler var ve en başta bu temeller üzerinde Masonizmle karşılıklı dayanışma resmi. Şimdilerde tamda bu oluşturdukları stratejiler üzerinde zor olan ne biliyor musunuz? Bu gerici zihniyetlerin toplumumuzda bu stratejilerle oluşturdukları tabuları yıkmak, yada yıkmak için mücadele etmek, çok zor! Öyle değil mi? Çıkıp Krala da, halkına da çıplak olduğu haykıran çocuk olmak zor! Ha kim bu Kral? Hep söyledim, yine söylüyorum; Bizler düşünmeyi sevmeyen bir toplumuz; hepimizin bir düşünürü, yani bir kralı var. Düşünürümüz, yani kralımız ne yöndeyse, bizlerde o yandayız. Daha evvelde söylediğim gibi bu krallarımız ya ya siyasi görüşlerimizin öncüleri, ya bir köşe yazarı, ya bir oyuncu, ya bir şarkıcı, ya bir roman yazarı... Ve hatta çemberi daraltarak bakacak olursak, ya bakkal Ahmet efendi, ya kahveci Mehmet bey, ya bakırcı Ali usta, ya keçeci veli usta vs... Ben o yüzden diyorum ki; 'Ya krallarımız terzisine güvenen çıplak kralsa, ya biz çıplak kralımıza güvenen çıplak bir halksak, bu durumda sadece kral değil kendisinin olduğu kadar yandaşları da çıplak olmayacak mı? Ben o nedenle diyorum ki; 'Sadece Kral Değil Bütün Halk Çıplak!' Bazı okuyucularımız bu başlığa gönül koyuyor. 2000 tarihinden itibaren 'Sadece Kral Değil Bütün Halk Çıplak' başlığını atan bir kalemim. Bu başlık içindeki nedenimde belli, niçinim de ama bunu yeterince duyuramamanın burukluğu içinde bende gönül koyuyorum. Eğer sesimi yeterince duyurabilseydim, attığım bu başlığın altındaki nedenlerim biliyor olacak, gönül konulmayacaktı. Tanıdıkça beni, hiçbir tarafta olmayan, sadece ve sadece ortada durup haklının ve doğruların savunucusu olduğumu görecek bu ülkede çıkarsız tarafsız ve sadece doğrular adına bu kadar yürekli, cesur, tam bir Ejder'in kızı olarak korkusuzca savaş veren birkaç kalemden biri olduğumu görecek ve belki de çok seveceksiniz beni. Ha şunu da peşin peşin söyleyeyim savunduğum birini, yarın yanlışını gördüğüm takdirde, yermesini de bilirim. Doğruluk kabulümdür, kabulümse eğrisiyle kabulüm olamaz elbet. Bu biline. Dedimya; 'Kalemim iki başlı bir Ejderdir benim, bir başı yılan, diğer başı ise arıdır, gerektiğinde mürekkebimi zehirden alırım, gerektiğinde baldan' Bakınız hep doğrulardan yana mürekkep kullanan, gerçeklerimizi göz ardı etmeden, empati kurarak yazan bir kalemim. Tanıdıkça anlayacak ve dediğim gibi belki de gerçekten seveceksiniz beni. Zira gerçek dışılığı asla göremezsiniz satırlarımda. Ben hep eşiğin ortasında durarak yazmayı hedef bildim, eşiğin ne gerisinde, ne berisinde, tam ortasında oldum dengenin, yani Araf'ın da. Terazinin bir tarafını doldururken, diğer tarafını havada bırakmamaya çalıştım. Sadece görmek istediğim için gördüm; duvardan bakarak değil, pencereden bakarak gördüm ve kaleme aldım gördüklerimi. Öyle, birilerinin arkasından giderek yazmak adetim olmadı hiçbir zaman! Birilerinin doğrularının arkasından sürüklenmek gibi kalemimi asla ve asla yer etmedim. Etmemde. Birilerinden duyduklarımın nakaratı olmadım, taklitle alıntıyla işim olmadı olamazda. Koca bir toplumun birleşip tek fikir olsa ne yazar ben evvela kendi ne doğru ve düşüncelerime bakar öylede yazarım. Bu yazılar çıkarsız doğru bildiğinden şaşmaz bir yürekten sizlerin önüne gelmektedir. Okuyup ister takdir edin, ister yerin dibine sokun beni, şunu bilin ki tüm okuyucularım yürek ülkemdedir. Ama küfür etmeyin; zira küfür etmek bir CHP kültürü haline geldi. Eğer Chp'liyse, karşıt görüşlere saygısı yoktur, tahammülsüzdür, küfürbazdır, dayatmacı diktatör bir zihniyettir; Sesini yükselterek haklı, Hakaret ederek haklılığını gösterdiğine, Küfür ederek susturduğuna, Susturunca da haklılık ihalesinin kendisinde kaldığına inanandır. Sesini tüm ülkeye duyurabilecek büyük gazetelerde köşe edinmiş ve köşelerinde kalemlerini silah olarak kullanan bazı sevgili köşe yazarları, azıcık empati kurarak mürekkep yalatın sayfalara ne olur. İçinde yaşadığınız dünya eşiğinin ne gerisinde olun, ne berisinde, ortasında olun, birazda Arafın da. Olunki terazilerinizin bir tarafı hep sizle dolarken, diğer tarafı bu kadar boş kalmasın. Siyasi görüşleriniz nedeniyle düşünce gurubunuz mu var? Velev ki öyle, az biraz o çemberden şöyle bir çıkında dışından bakın, yaklaşın ne yaptıklarınızın arşivine, pencereden bakın. Oysa, bazılarınız ısrar ve inatla tek düşünce yargısıyla hep duvardan baktınız. Bilmez misiniz ki duvardan bakıldı mıydı aydınlık da, dışarısı da görülemez. Oysa pencereden bakıldı mıydı dışarısı ve hatta çoook uzaklar görülür. Pencereden baktığınızda görünmesi gerekeni görürsünüz sadece, kendi görmek istediğinizi değil. Kalemlerinizi tırpan olarak kullanıp, önünüze gelen arpayı da buğdayı da birbirine karıştırıp biçmeyin ne olur. Yazıktır, günahtır, vebaldir. Sizler böyle arpayı ve buğdayı birbirine karıştırdıkça, bu ülkede at iziyle, it izi de birbirine karıştı gitti. Bu durumda Sadece Krallarınız Değil, Kendisine İnanan Sizlerde Çıplaksınız. Takdir sizin. |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2014-02-27 | |||
|
|||