Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 13 Ekim 2016
Oğuzhan ÖZMEN
Oğuzhan ÖZMEN kimdir?
1997 istanbul doğumlu olup aslen Yozgat'lıyım. Şuan İstanbul Medipol Üniversitesinde Uluslararası Ticaret Alanında Lisans Eğitimi almaktayım. Tarih ve Gündem ile ilgili araştırmalar yapmak kitaplar okumak en büyük uğraşımdır...
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
3. Boğaz Köprüsü, 3. Havalimanı ve Kanal İstanbul..
Yüz yılardır birçok projeye tanık olan İstanbul günümüze ancak bu hali ile ulaşabilmiştir. Yapılan bu projelerin bazıları birer sanat eseri ve tarihi eser olarak karşımıza çıkmakta iken bazıları ise hala kullanılmaktadır. Son yıllarda ise İstanbul'un hızlı ve büyük kentsel gelişim projelerine sahne olduğunu görmekteyiz. Üçüncü Boğaz köprüsü, üçüncü havalimanı ve Kanal İstanbul projeleri ulaşımı kolaylaştırmak adına yapılması planlanan bu projeler, İleride İstanbul'un karşısına nasıl çıkar bilemeyiz ama ekolojik yapıyı değiştireceği muhakkaktır.
Bu projeler hayata geçtiğinde hem mikroklimatoloji'yi etkileyecek hem de bölgedeki endemik bitkiler ve hayvanlara zarar verecektir.  Buda yetmiyormuş gibi doğaya ait olmayan bu yapay kanal sadece yakın çevresini değil Çanakkale'den Karadeniz'e Türkiye'yi  hatta Doğu Avrupa'yı da olumsuz etkileyecektir.  Kanal projesi hayata geçmesi halinde Karadeniz'in soğuk ve tatlı olan suyu ile Akdeniz'den Marmara'ya oradan da Karadeniz'e varan sıcak ve tuzlu suyu  arasında denge ters düz olacaktır.

Projede kanal derinliği 25 metre olarak planlanıyor bu, beslendiği  nehir ve yağmur suları dışında kaynağı olmayan ve doğal bir tatlı su gölü olan Karadeniz'e yeni bir musluk açacak ve Karadeniz'in Marmara'ya sürekli tatlı su iletmesini sağlayacak hatta denizi buna zorlayacak fakat kanalın derinliği yetersiz olduğu ve Karadeniz , Akdeniz'den 5 cm yüksek olduğu için alttan gelen su kanala giremeyecek ve dengeler bozulacak. Dengeler bozuldu mu maalesef geri  dönüşü olmayacak.

Ayrıca hem panama hem de Süveyş kanalı dünya deniz transitinin yapıldığı hattın üzerinde bu kanallar mesafeyi kısaltarak toplamda  40bin kilometrelik taşımacılık maliyetini azaltıyor. 47km uzunluğunda ki kanal İstanbul ise taşıma maliyetini azaltmıyor ve montrö gibi uluslar arası bir boğazlar anlaşmamız varken bu kapsamda diğer uluslar yapılması planlanan kanla İstanbul ‘u paralı olarak geçmeyi kabul edecek mi? Buda ayrı bir handikap.


Üstelik şehir içi trafiğinin çözülmek yerine trafik çilesinin daha da artacağını düşünüyorum. Çünkü İstanbul'a yeni yollar, yeni köprüler, yeni tünel ve viyadükler yapılması trafik çilesini ve yoğunluğunu azaltmıyor aksine arttırıyor çünkü bu usüller İstanbul'u büyütüyor. Zaten tabii büyüklük sınırını aşmış olan İstanbul  her yeni yol yeni binalar yeni mahalleler yani nüfus yerleşimlerine dönüştüğü için çare olmuyor binlerce hektar orman arazisi trafiği rahatlatmak bahanesiyle kesiliyor bunun la birlikte yabani hayvanlar yerlerinden oluyor ve bu uğurda heba edilen ormanlarımız bizi oksijen siz de bırakıyor.

3. Boğaz köprüsünün yapımı sırasında iki milyon ağaç kesilecek kesilen ağaçlar sebebiyle toprak kaymaları, seller yaygınlaşacak içme suyu havzalarının kirlenmesine sebep olacak ve buna bağlı olarak İstanbul'un su sorunu daha da artacak geçimini ormandan sağlayan köylülerimiz yoksullaşacak ve ekonomik krizler yaşanmaya başlanacak. Eğer doğanın dengesi bozulursa insanlığında dengesi bozulur.

3. Köprü Marmara bölgesinin tamamını etkileyecek olan kuzey otoyolunun da bir parçasıdır. Bu otoyol Kocaeli ve Çatalca bölgesindeki birinci sınıf verimli toprakları ve su alanlarını tahrip edecektir. Bu kadar tahribin bir arada olduğu bir köprü projesi  Ne Avrupa'da nede Amerika'da  görülmemiştir. Almanya'da Fehmarn Belt köprüsü ve Amerika'da Golden Gate köprüsünde böyle büyük çapta tahribat olmamıştır.


Bir proje daha var ki çevresel zararları gözden kaçmış 3. Havalimanı projesi  ile yine birçok tarımsal alanların yok edeceği, doğal hayatı olumsuz etkileyeceği, iklim değişikliğini hızlandıracağı, gürültü ve elektromanyetik kirlilik yaratacağı, orman alanlarını yok edeceği ve içme suyu havzalarına zarar vereceği  öngörülmüş ve ÇED raporunun görüşlere açılması gereken 10 günlük süre dolmadan havalimanı projesinin ihaleye çıkmıştır ve vereceği tahribatlar halktan saklanmak istenerek bir an önce faaliyete geçirilmek istenmiş ancak bu karar mahkeme kararıyla durdurulmuş ve inceleme başlatılmıştır.

Sonuç olarak görülüyor ki Türkiye'de yeni dünya düzeni adında, yer yüzünü ölüme mahkum olmasını istemiyoruz. Biz doğayı korudukça doğada bizi korur. doğaya hoyratça davranan toplumlarda insanlar da hoyratça oluyor doğanın dostlara ihtiyacı vardır; ona dostça davranalım.


   
2014-03-07
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  YORUMLAR 1 sayfada toplam 1 yorum
selami
2014-03-07 14:33:48    ip: 95.10.12.1???
yanlış
.......................................................................................................................................................................
1
yazarın diğer yazıları